Kanun yolu süresinin tefhimden başlaması için hükmün nasıl tefhim edilmesi gerekir?

İİK. mad. 363 uyarınca, tefhimden itibaren kanun yolu süresinin başlaması için hükmün, HMK. mad. 298/3 ve 294/3 uyarınca yazılıp, tefhim edilmesi gerektiği- Taraf vekillerinin yüzüne karşı tefhim edilen kısa karada, gerekçeli karar tüm unsurlarıyla tefhim edilmemesi halinde, kanun yolu süresinin tefhimden değil, gerekçeli kararın "tebliğinden" itibaren başlayacağı-

"....Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiş, ilk derece mahkemesince şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bu defa, istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş, bu karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz isteminin yapılmadığından bahisle temyiz isteminin reddine dair 06.01.2020 tarihli ek karar verilmiştir.

Ek kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.

1- Bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının şikayet yargılamasında taraf vekilliği yapmayan Av. ...'a tebliğ edildiği ancak, şikayetçi kurumu temsilen bulunan Av. ...'a istinaf mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ilişkin bir bilginin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek bölge adliye mahkemesinin temyiz isteminin süresinde olmadığından bahisle verdiği 06.01.2020 tarihli ek kararının kaldırılarak şikayetçi vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.

2- Tarafların tüm delilleri toplanıp, incelendikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK'nın 298/3. (HUMK'nın m. 388.) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK'nın 294/3. (HUMK'nın m. 389.) maddesinde öngörülen biçimde oluşturarak tefhim etmesi asıldır. Ne var ki uygulamada HMK'nın 294/4. (HUMK'nın m. 381/son fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu (çoğu kez anılan madde hükmüne uygun olarak hazırlanmadan) tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.

Somut olayda yargılama sonunda şikayetin reddine ilişkin kısa karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 24.09.2019 tarihinde tefhim edilmiş ise de gerekçeli karar tüm unsurlarıyla tefhim edilmemiştir. İİK'nın 363. maddesi uyarınca tefhimden itibaren kanun yolu süresinin başlaması hükmün HMK'nın 298/3 ve 294/3. maddeleri uyarınca yazılıp, tefhimine bağlıdır. İlk derece mahkemesince gerekçeli karar, şikayetçi vekiline 13.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayetçi vekili 17.10.2019 tarihinde istinaf harcı yatırarak kararı istinaf etmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin istinaf süresinin tefhimden başlayacağı ve şikayetçi vekilinin istinaf dilekçesini yasal süresi geçtikten sonra verdiğine ilişkin gerekçesinde isabet bulunmadığından, bölge adliye mahkemesince isitinaf başvurusu süresinde kabul edilip, istinaf incelemesi yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesince verilen istinaf başvurusunun süreden reddine ilişkin kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine 26.11.2019 tarihinde başvurunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

Bu durumda, ilk derece mahkemesinin 24.09.2019 tarihli hükmüne karşı gerekli istinaf kanun yolu incelemesinin yapılabilmesi için 26.11.2019 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiş, dava dosyasının istinaf incelemesi yapılması için Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir."

23. HD. 17.02.2020 T. 425/1061

"Tefhim edilen hükmün usule uygun olmaması halinde temyiz süresinin başlangıcı" hakkında HGK içtihadı için ayrıca bknz: Link