154 kişinin aynı vekille temsili- Usul ekonomisi- Gider avansı-

Davalı şirketten ayrı ayrı daire satın alan 154 kişinin, aynı vekille temsil edilerek "tapularının tescili" için atıkları davada, "usul ekonomisi" gereğince birlikte yürütülmesi gereken mahkemenin ön inceleme duruşmasından önce, dava açılırken yatırılması gereken gider avansının her bir davacı için hangi amaçla yatırılması gerektiği izah edilmeden "verilen kesin süreye uyulmadığı" gerekçesiyle üstelik duruşma tarihinden önce taraflarca gider avansının büyük bir kısmının da yatırıldığı gözardı edilerek "davanın usulden reddedilmesinin" hatalı olduğu-

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02/03/2015 gününde verilen dilekçe ile tüketicinin açtığı haricen satış sebepli tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın HMK 114/1-9 ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 03/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tüketicinin açtığı haricen satın alınan bağımsız bölümün tapusunun tescili istemine ilişkindir.

Davacılar vekili, davacıların ayrı ayrı davalı şirketten daire satın aldığını, satım bedellerinin ödendiğini ve dairelerin davacılara teslim edildiğini, ancak dairelerin tapularının devredilmediğini, bu yüzden satışı yapılan dairelerin tapularının ayrı ayrı davacılar adına tescilini talep etmiştir.

Mahkemece; “Tebligat, keşif ve diğer işlemler için gerekli her bir davacının yatırması gereken 155,00 TL gider avansının davacı tarafça karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle 16/12/2015 tarihli tensip kararı gereğince her bir davacı için 155,00 TL gider avansının yatırılması için davacılar vekiline HMK’nın 120/2. maddesi gereğince 2 haftalık kesin süre verilmiş ve bu süre içinde yatırılmadığı takdirde HMK’nın 115/2. maddesi gereğince işlem yapılacağı ihtarı 22/12/2015 tarihinde usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili tarafından 2 haftalık kesin süreden sonra 02/05/2016 tarihinde 143 davacı yönünden gider avansı yatırılmış, diğer 11 davacı yönünden gider avansı hiç yatırılmamıştır. Bu durumda; HMK’nın 120/2. maddesi gereğince verilen kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/1-g ve 115/2. maddeleri gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle HMK'nın 114/1-g ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.

HMK’nın 324. maddesinde ; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü yer almaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2017 tarihli, 2017/12-1141 Esas, 2017/641 Karar sayılı ilamında;

“01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.

HMK’nın “Harç ve Avans Ödenmesi” başlıklı 120. maddesinde;

“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.

(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü getirilmiştir.

… Maddede yapılan bu düzenlemeyle, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır” ifadelerine yer verilmek suretiyle, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirildiği vurgulanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesinde ise “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.

(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.

(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.

Anılan madde gerekçesinde de: “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “dava şartları” başlıklı 119 uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125'inci madde hükmüdür…” ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması 
amacıyla, delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği vurgulanmıştır.

03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde: “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.

(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.

(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.

(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü getirilmiştir.

Yönetmeliğin 45. maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.

30.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1.maddesinde tarifenin amacının; dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. Tarifenin 4 maddesinde gider avansı olarak, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri, dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 85,00-TL ulaşım gideri, dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti, diğer iş ve işlemler için 55,00-TL'nin davacı tarafından ödeneceği belirtilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. (Yön. m. 45/3). Bu durumda Yönetmeliğin 45. maddesinin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK.’nun 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir (Pekcanıtez H./Atalay O./ Özekes., M., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası, Ankara 2012, s.354).

Dolayısıyla yukarıda belirtilen Yönetmelik hükümleri, 6100 sayılı Kanunun 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenleme ve 324. maddedeki delil ikamesi için avans kuralının birlikte değerlendirilerek dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir.” denilmektedir.

Tüm bu açıklamaların ışığında somut olaya gelince; 16.12.2015 tarihli tensip tutanağında “Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin adli yardım talebinin 11/03/2015 tarihli tensip kararı ile reddedildiği ve bu red kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemiş olması karşısında davacılar tarafından yatırılması gereken gider avansının yatırılmamış olması nedeniyle her bir davacı için 155,00 TL toplam 23.870,00 TL gider avansının HMK'nın 120/2. maddesi hükmü gereğince 2 haftalık kesin süre içinde davacı tarafça mahkememiz veznesine yatırılmasına, bu süre içinde yatırılmadığı takdirde HMK'nın 115/2 maddesi gereğince işlem yapılmayacağının ihtarına” şeklinde ara karar kurulduğu, davacı vekiline 22.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 02.05.2016 tarihinde 143 davacı için toplamda 22.165,00TL gider avansının yatırıldığı, mahkemece gider avansı süresinde yatırılmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Aralarındaki bağlantı sebebiyle aynı vekille temsil edilen 154 kişice açılan usul ekonomisi gereğince birlikte yürütülmesi gereken mahkemenin ön inceleme duruşmasından önce, dava açılırken tarife uyarınca yeterli miktarda yatırılması gereken gider avansının her bir davacı için hangi amaçla yatırılması gerektiği izah edilmeden verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle üstelik duruşma tarihinden önce taraflarca gider avansının büyük bir kısmının da yatırıldığı gözardı edilerek davanın usulden reddedilmesi doğru görülmemiş ve kararın anılan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

14. HD. 9.09.2020 T. 1793/4747