Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, icra mahkemesince, şikayetin reddine hükmedildiği, şikayetçinin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntem şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 01.4.2016 tarihinde yaptırıldığı, borçlunun taşınmazına takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 05.10.2017 tarih ve 2017/32 E. - 2017/644 K. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan 10.5.2017 tarihli raporda bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olup, borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan 01.4.2016 tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan 01.4.2016 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 28.8.2018 günü itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
Bu durumda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 01.4.2016 tarihinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu husus re'sen gözetilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi yerine, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 31.10.2019 tarih, 2019/2303 E. - 2019/2506 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.3.2019 tarih, 2018/835 E. - 2019/240 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 20.02.2020 T. 505/1559
Ayrıca bknz:
Kıymet takdirine itiraz edilmesi üzerine icra mahkemesince hükme esas alınan bilirkişiler raporunda 2015... günü değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmiş ise de, alacaklı ve borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan ..2014 tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, satışa esas alınan muhammen bedellerin icra müdürlüğü değerleme tarihinde (...2014) başlayacağı-
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, icra mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçinin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
K. takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yapılan değer tesbitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yapılan değer tesbitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin kıymet takdiri tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 07.11.2014 tarihinde yapıldığı, alacaklı ve borçluların taşınmaza takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, Muğla İcra Hukuk Mahkemesi’nin ....10.2016 tarih ve 2015/... E. - 2016/360 K. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 27.06.2016 tarihli raporda bilirkişiler tarafından 30.01.2015 tarihi itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmiş ise de, alacaklı ve borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan 11.....2014 tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, satışa esas alınan muhammen bedellerin icra müdürlüğü değerleme tarihi olan 07.11.2014 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 16.08.2017 günü itibariyle İİK'nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
Bu durumda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 07.11.2014 tarihinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu husus re'sen gözetilmesi gerektiğinden, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi'nin 10.10.2019 tarih ve 2019/1454 E.-2019/1888 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Muğla İcra Hukuk Mahkemesi’nin 15.05.2019 tarih ve 2018/131 E. - 2019/220 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 20.02.2020 T. 14249/536
Kıymet takdirine itiraz edilmesi üzerine icra mahkemesince hükme esas alınan bilirkişiler raporunda hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olmakla, her ne kadar mahkeme gerekçesinde dava tarihi itibari ile değerleme yapıldığı belirtilmişse de, borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, satışa esas alınan muhammen bedellerin icra müdürlüğü değerleme tarihinden başlayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçluların, diğer şikayet nedenleri ile birlikte satış tarihine kadar kıymet takdiri üzerinden yasal 2 yıllık sürenin geçtiğini belirterek 16/04/2018 tarihinde yapılan iki adet taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verilerek, para cezasına hükmedildiği, aynı nedenlerle borçlular tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, her ne kadar bilirkişilerce kıymet takdirine itiraz tarihi itibari ile değerleme yapılmış ise de, 104 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kıymet takdirine yapılan itiraz reddedildiğinden iki yıllık sürenin satışa esas alınan muhammen bedelin tespit edildiği keşif tarihinden başlayacağından icra müdürü keşif tarihi olan 26.01.2016 tarihi ile ihale tarihi arasında iki yıllık sürenin geçtiği gerekçesi ile bu taşınmaz yönünden ihalenin feshine,104 ada 223 parsel sayılı taşınmaz yönünden kıymet takdirine itirazın kabul edilmesi nedeni ile iki yıllık sürenin mahkemece gidilen keşif tarihinden başlatılarak bu taşınmaz yönünden ihalenin feshi talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.
K. takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yapılan değer tesbitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yapılan değer tesbitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmuştur. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin kıymet takdiri tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 26/01/2016 tarihinde yapıldığı, borçluların taşınmazlara takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, Köyceğiz İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20/06/2016 tarih ve 2016/23 E. - 2016/33 K. sayılı dosyasında 104 ada 223 parsel sayılı taşınmaz yönünden şikayetin kabulüne, 104 ada 29 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olmakla her ne kadar mahkeme gerekçesinde dava tarihi itibari ile değerleme yapıldığı belirtilmiş ise de, borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan 08/02/2016 tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, satışa esas alınan muhammen bedellerin icra müdürlüğü değerleme tarihi olan 26/01/2016 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 16/04/2018 günü itibariyle İİK'nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
Bu durumda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 26/01/2016 tarihinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu husus re'sen gözetilmesi gerektiğinden, 104 ada 223 parsel sayılı taşınmaz yönünden de ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaza ilişkin istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 27/05/2019 tarih 2019/113 E. - 2019/1212 K sayılı kararının 104 ada 223 parsel sayılı taşınmaz yönünden yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi uyarınca, (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 15/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.