İş akdinin feshine dayalı kıdem, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacakları talebi- İşyeri devri ve benzer kavramlar-

İşyerinin devri ile birlikte istihdam, organik bağ, tüzel kişilik perdesinin aralanması kavramları birbirinden tamamen farklı kavramlar olduğu, işyeri devrinde devredenin devralanla müteselsilen sorumluluğu belirli bir süre ve belirli alacaklar ile sınırlı iken, birlikte istihdamın varlığı hâlinde işverenlerin işçiye karşı ayrı ayrı müteselsilen sorumlu olduğu- Davalıların ortaklarının aynı olması veya adreslerinin aynı olması gibi unsurların işyeri devrinin kabulü için gerekli unsurlar olmadığı- Davalı Anonim Şirketi vekili "davacının kendi işçileri olmadığını, diğer davalıdan demirbaş ve hastane adı alımına yönelik sözleşme yapıldığını ve işyeri devri bulunmadığını" savunmuş ve mahkemece hastane ruhsatının devredildiği gerekçesiyle davalıların birlikte sorumluluğuna dair hüküm kurulmuşsa da, işyeri devrinin temel ölçütünün ekonomik birliğin kimliğinin korunması olduğu- Ekonomik birliğin, salt bir faaliyet olmayıp, birliğin kimliğinin, personeli, yönetim kadrosu, iş organizasyonu, üretim yöntemleri ve gerektiğinde kullanılan işyeri araçlarından oluşacağı- Davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin açıklığa kavuşturulması ve buna göre talep edilen alacaklardan sorumlu olabilecekleri miktarların belirlenmesi gerektiği- İşyeri devrinin varlığı hâlinde devreden işverenin feshe bağlı alacaklar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun olmayacağı, ayrıca diğer alacaklar yönünden devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olduğu ve bu sürenin resen dikkate alınması gerektiği-

"...Davalı O. T. Sağlık Hizmetleri tarafından sunulan 25.03.2016 tarihli noter ihtarnamesi incelendiğinde, davacının iş akdinin davalı O. T. tarafından ekonomik zorluk içinde bulunmasından dolayı Genel Kurul kararıyla satışına karar verilmesi sebebiyle feshedildiği görülmüştür. Dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı yerindedir. Nitekim davacıya verilen bir ihbar öneli bulunmamaktadır. Davalı O. T. vekili her ne kadar davacının yarı zamanlı çalıştığını beyan etse de dinlenen tanık beyanlarından davacının davalı işyerinde tam zamanlı çalıştığı , dava dışı A. Hospital de ise geceleri çalıştığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tazminat ve alacak kalemleri bilirkişi vasıtasıyla dinlenen yeminli tanık beyanları dikkate alınarak hesap edilmiş, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması uyarınca birinci seçenek üzerinden dosya kapsamına uygun olan seçeneğe göre hoküm kurulmuştur. Ancak, davacı vekilinin ücret konusundaki itirazı dikkate alınarak, ek rapor aldırmak gerekmiştir. Zira davacı yan, davacının bazı aylar hiç elden dahi ödeme almadığını belirtmiştir. Mahkememizce, oluş ve dosya kapsamına uygun ek rapor dikkate alınmıştır. Fazla çalışma ve genel tatil alacağının yazılı belgeye dayanmayışı, tanık delili ile ortaya konması nedeniyle, bulunan rakamlardan takdiren yüzde otuz oranında indirim yapılmıştır. Her iki davalı tüm bu tazminat ve alacak kalemlerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davalıların ortakları aynı olup, her ikisi de sağlık sektarönde faaliyet göstermekte, adresleri de aynı yerdedir. Davalılar arasında demirbaş ve hastane ruhsatı devri yapıldığı davalının da kabulündedir. Tüm bunlar, davalılar arasında İş Kanunun 6. Maddesi anlamında bir işyeri devri olduğunun göstergesidir..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir...."

Devamı için lütfen tıklayın…