"...Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, "davalılardan B. G.’nin babası A.’in ölümü ile mirasını reddettiğini ve alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olan bu işlem sonucu kendisine intikali gereken mal varlığının kardeşi olan diğer davalıya kaldığını" öne sürerek, "yapılan işlemin İİK.nın 277 ve devamı maddeleri, kapsamında değerlendirilmesi gereken bir tasarruf olduğunu" öne sürmüştür. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri borçlunun alacaklısına zarar vermek amacıyla yaptığı tüm tasarrufların iptale tabi olduğunu düzenlemiştir. Dava bu amaca yönelik olarak açılmıştır. Mirasın reddi, reddeden mirasçı yönünden yasal bir haktır. Ancak herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz (Medeni Kanun md. 2).
Borçlu B. G., babası A.’in ölümü ile kendisine intikal edecek taşınmazdaki miras payının intikalini önlemek için mirası reddetmiştir. Mirasın reddi şeklinde gerçekleşen tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içinde dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece, davanın İİK.nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu kabul edilmeli, alacaklı tarafından ileri sürülen iptal isteminin, mirasın reddi ile ilgili mahkeme ilamı olmayıp, mirasın reddi suretiyle borçluya geçecek malvarlığının karşılıksız olarak diğer kardeşin malvarlığına aktarması sonucunda oluşan değerin şartları varsa alacaklının alacağı kadar bölümün iptal edilmesi olduğu düşünülmeli, kardeşler arasında gerçekleştirilen bu tasarrufta davalı borçlunun yasal yönden yararı bulunup bulunmadığının üzerinde durulması, bu cümleden murisin terekesinin borca batık olup olmadığının belirlenmesi, diğer bir anlatımla murisin ölüm tarihi itibarıyla malvarlığını oluşturan taşınır ve taşınmaz malları, alacakları, varsa nakit mevcudu, borçları ilgili yerlerden araştırılarak belirlenmesi ve davalının mirası reddetmekte haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, araştırmaların sonucuna göre davalı borçlunun alacaklılarına zarar verme kastının bulunup bulunmadığının irdelenmesi, diğer davalının keza reddeden mirasçının kötü niyetini bilebilecek durumda olduğunun değerlendirilmesi, tarafların delillerinin toplanması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....
17. HD. 28.02.2013 T. 4777/2421
Benzer içeriklere ulaşmak ve örnek arama sonuç sayfasını incelemek için lütfen tıklayın.