"...Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 417 parsel sayılı taşınmazın sınırdaşı olan 418 sayılı taşınmazın davalıya satıldığını, önalım hakkının engellenmesi amacıyla gerçek satış değerinin çok üzerinde bir rakamın resmi senette satış bedeli olarak gösterildiğini, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, bedelde muvazaa iddiasın doğru olmadığını, davalı şirketin tazşınmazın bulunduğu bölgede tarımsal işletmeler için kanunun aradığı büyüklüğe ulaşmaya çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin 29.03.2018 tarihli, 2016/2414 Esas, 2018/2495 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece taşınmazın başında keşif yapılarak kanuni şartların oluşup oluşmadığı irdelenmememiştir. Davacının 417 parsel sayılı taşınmazı ile davalının 418 parsel sayılı taşınmazının sınırdaş olup olmadığı, fen bilirkişisine tespit ettirilmemiştir. Dava konusu davacı ve davalı taşınmazlarının fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadığı hususlarında yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece; taşınmaz başında fen bilirkişi ve ziraatçi bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak davacının 417 nolu taşınmazı ile davalının 418 nolu taşınmazının sınırdaş olup olmadığı, fen bilirkişine tespit ettirilip usulüne uygun anlaşılabilir şekilde krokide göstermesi istenilmeli, dava konusu taşınmazların fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadıkları tespit ettirilerek tarımsal bütünlük sağlanıp sağlanmadığı hususlarında ayrıntılı, denetime uygun rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 29.03.2018 tarihli, 2016/2414 Esas, 2018/2495 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin, 29.03.2018 tarihli, 2016/2414 Esas, 2018/2495 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 12.02.2019 tarihinde oyçokluğuyla ile karar verildi......"