Muvazaa- Satış sözleşmesi- Akrabalık bağı- Şirket müdürünün sorumluluğu-

Taşınmazların satışlarının muvazaalı olduğuna dair davacı iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanan davada, taşınmazların sözleşmede gösterilen devir bedelleri ile keşif ile belirlenen değerleri arasındaki fark, taşınmazların satış sözleşmelerini şirket adına imzalayan şirket müdürü ile davalının akrabalık bağı ve taşınmazların devir bedellerinin şirket kasasına girmemiş olması anılan sözleşmelerin muvazaalı olduklarına dair iddiayı ispata yeterli olmadığı- Karşı oy yazısında şirket ile yöneticileri arasındaki ilişkinin vekâlet akdi olduğu, vekilin özen borcu altına bulunduğu, davacı iddiasının şirket müdürünün temsil yetkisinin kötüye kullanım hukuksal nedenine dayalı olduğu, müdürün sözleşmenin karşı tarafıyla el ve işbirliği içerisinde davacı şirketi zararlandırıcı işlem yapıldığı iddiası bakımından davacı şirketin üçüncü kişi konumunda olduğu, bu sebeple muvazaa iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği hususuna dikkat çekildiği-

"....Davacı vekili; S. G., B. G., Y. G. ve T. G.’in müvekkili şirketin 02.02.2012 tarihli yönetim kurulu kararına kadar ortakları olduklarını, B. G. dışındaki ortakların hisselerini dava dışı T. Ö.’ya devrederek ortaklıktan ayrıldıklarını, 2007 yılında müvekkili şirkete ait olan ve dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların aynı yıl içerisinde o dönem şirket temsilcisi olan S. G. tarafından davalıya satıldığını, yapılan devirlerin muvazaalı olduğunu, davalının S. G.’in damadı olduğunu, taşınmazların satışından dolayı şirkete ödeme yapılmadığını, şirket kasasına para aktarılmayıp bilançoda bu satışlardan kaynaklı aktif bir artışın bulunmadığını, halen şirket ortağı olan B. G.’ten mal kaçırma kastı ile satış görünümlü bedelsiz devirlerin yapıldığını, davalının muvazaadan haberdar olduğunu, temsil yetkisinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir..."

Devamı için tıklayınız...