"...Somut olayda; menfi tespit davası sonucunda, şikayetçi 3. kişi Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 29/07/2015 tarihi itibariyle 110.365,48 TL.'nin ödenmesi için 03/08/2015 tarihli muhtıra gönderildiği, şikayetçi 3. kişinin borç muhtırası ile talep edilen asıl alacak ve faiz miktarının fazla olduğunu, menfi tespit davası sonucu verilen kararda faiz başlangıç tarihi belirtilmediğinden karar tarihinden itibaren faiz talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek muhtıranın iptalini talebi ile icra mahkemesine başvurusu üzerine mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; 3. şahsın temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğinin,3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi 02/02/2007 tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenmediğinden 17/02/2007 tarihinden muhtıranın düzenlenme tarihi 03/08/2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin, 3. kişinin sorumlu olduğu miktarın 56.008,48 TL. asıl alacak, 17/02/2007 - 03/08/2015 tarihleri arası işlemiş 42.673,86 TL. faiz olmak üzere toplam 98.682,34 TL. olduğunun, 11.683,14 TL. fazla talep olduğunun tespit edildiği, mahkemece, yanılgılı değerlendirme içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 89/3. maddesinde de belirtildiği üzere, ikinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahıs, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu durumda; 3. kişinin temerrüt faizinden sorumluluğunun, menfi tespit davasının kesinleştiği tarihten itibaren başladığının kabulü gerekir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden sayılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verilmiştir.
O halde, mahkemece, İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca;şikayetçi 3. kişinin sorumlu olduğu temerrüt faizinin, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanmak üzere yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekir ise de, taleple bağlılık ilkesi gereği, şikayetçi vekilinin talebiyle bağlı kalınarak, menfi tespit davasının karar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizinin hesaplanması yönünde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetçi 3. kişinin 89/3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15. günde temerrüde düştüğü kabul edilerek, bu tarihten itibaren hesaplanan faiz miktarından sorumlu olduğu yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...."
12. HD. 19.03.2018 T. E: 2016/30639, K: 2727 (Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın)