Ciranta konumundaki alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu keşideci şirket vekili, müvekkil şirketin üç ortağı tarafından müştereken temsil edildiğini, takibe konu çekte ise ortaklardan ikisinin imzasının olduğunu dolayısıyla takibe konu çekin müvekkil şirketi bağlamayacağını, diğer taraftan çekin lehdarı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki olmadığından borçlarının bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, istemin reddine karar verilmiştir.
İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verebilir.
6102 sayılı TTK'nun 808/1. maddesine göre, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi taktirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Bankaya süresinde ibraz edildiğinin, belge üzerine yazılan şerh ile ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda takibe konu çekin muhatap bankaya ibrazı üzerine banka tarafından keşideci imzası tutmadığından işleme alınamamıştır şeklinde şerh düşüldüğü ancak herhangi bir ibraz tarihi bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle, alacaklı TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybetmiştir.
Bu durumda takip dayanağı söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından adi havale niteliğinde olup, borçlunun borcu kabulü de bulunmadığından, bu belgeye dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayıp (borçlu yönünden) takibin iptali gerekir.
12. HD. 10.10.2016 T. E: 24055, K: 20990