Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 24.03.2015 tarihinde yapılan genel kurulun 12. maddesi ile alınan kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, dava dilekçesinde davacının açık adresinin yazılı bulunmadığı, bu husustaki eksikliğin HMK'nın 119/1-b maddesi uyarınca giderilmesi aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine dair hususların davetiye ile davacı vekiline tebliğ edildiği ancak verilen kesin süre içerisinde gereken işlemin yapılmadığı gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar karşı davacı yanca yapılan eski hale getirme talebi neticesinde mahkemece, TC kimlik numarası ile adres bildiriminin farklı bentlerde yer aldığı, birbirlerini ikame edemeyecekleri, kaldı ki, mahkemenin mernis adresine bakma yükümü bulunmadığı, davacının işlemin süresinde yapılmasına engel olan sebebin ne olduğunu açıklamadığı gibi bu sebebe dair delil ve emare de sunmadığı gerekçesiyle, eski hale getirme talebinin reddine dair 07.09.2015 tarihli ek karar verilmiştir.
Ek kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı asil, 01.09.2015 tarihli dilekçesini Yargıtay'a hitaben ve temyiz harcını yatırmak suretiyle ibraz etmiş olduğundan, açılmamış sayılma hükmüne ilişkin olarak süresinde temyiz isteminde bulunulduğunun kabulü gerekmektedir.
Dosya kapsamındaki belge ve bilgilerden; dava dilekçesinde davacı asilin TC kimlik numarasının bulunduğu, tebliğe yarar adresinin bu numara ile UYAP sistemi üzerinden tespit edilebilir olduğu ve ibraz edilen vekaletnamede de davacının açık adresinin yer aldığı, kaldı ki kurulan açılmamış sayılma hükmüne ilişkin gerekçeli kararın mahkemece kendiliğinden davacı asile tebliğe çıkarılmış olduğu tespit edilmiş olup, tüm bu hususlar birarada değerlendirildiğinde somut olayda dava şartı yokluğunun bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
23. HD. 15.03.2018 T. E: 2015/9472, K: 2213