Borcun ikrarı borçlunun tek taraflı işlemi olup, borçlu fikrinin beyan ve ihzarı olduğu, ikrarın hukuki muameleye benzeyen hukuki bir fiil olduğu, borcu ikrar eden kimsenin medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmasının gerekeceği, çok defa sonuçlandırıcı bir vakıadır ki bu vakıadan borçlunun kendi borcunun varlığına inandığının anlaşılacağı, borçlunun müphem (belirsiz) bir beyanının, örneğin borcu ikrar etmek üzere davet edilen bir borçlunun işi inceleyeceğini, bilgi alacağını söylemesinin ikrar olmayacağı, borçlunun borç miktarını kabul etmemekle birlikte borcun varlığını kabul edebileceği, borçlunun bu irade beyanını alacaklıya karşı yapması gerekeceği, borçlunun defterine borcun kaydedilmesinin ikrar anlamında olmayacağı, alacaklıya yönelmiş irade beyanının olması gerekeceği, alacaklının borçlunun irade beyanını üçüncü bir kişi aracılığıyla tesadüfen öğrenmesi halinde alacaklıya borçlu tarafından yönelmiş bir irade beyanının varlığından söz edilemeyeceği, ayrıca zamanaşımından

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.10.2001 gün ve 2000/228-2001/550 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi ü ...