Alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükellef olacağı, kanun koyucunun para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsediği, bu zararın tazmininin 2 bölümde düşünüldüğü, birinci bölüm; ispat edilmeden tahsili talep edilecek zarar miktarıdır ki, bunun temerrüt faizi olduğu, diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığının yasal bir karine olarak kabul edildiği, bunun dışında davacının herhangi bir karineden istifade etmek olanağının yasal olarak mevcut olmadığı, davacının; temerrüt faizini aşan bir zararının mevcut olduğunu kanıtlamadığı, yüksek enflasyonun, serbest piyasada faiz oranının yüksek oluşunun davacıyı ispat yükümlülüğünden kurtarmayacağı-
Taraflar arasındaki “tazminat-munzam zarar” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.12.2000 gün ve 1997/53 E- 2000/150 K. sayılı kararın incelenmesi davalı temsilcisi tarafında ...
İlgili bağlantılar