Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili talebiyle açılan davada yapılan yargılama sonucunda kamulaştırma bedelinin tespitine karar verildiği, ilk kararın verildiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesine, daha önce depo edilen bedel dikkate alınarak davalılardan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde hüküm kurulduğu-
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer almasının zorunlu olduğu, ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabileceği- Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebileceği, bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmesi gerektiği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür ki; böylece, sözleşme alacaklısının, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olacağı ve üçüncü kişilere karşı ileri sürebilme olanağını kazanacağı, Tapu Kanunun 26/6 maddesi uyarınca bu şerhin 5 yıl için geçerli olup, 5 yılın dolmasıyla kayıttan silineceği ve anılan gücünü yitireceği, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra, 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhlerin de sözleşme alacaklısını bağlamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapılan bağımsız bölümün gerçek değerinin çok altında satışının yapılmış olması ve davalıların anne-oğul derecesindeki yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle satış işleminin muvazaalı olduğu-
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme, birleşen dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme istekleri-
TBK. mad. 56 gereğince manevi tazminat istemine ilişkin davada, yerel mahkemece hükmedilen davacı eş için 7.000,00 TL, davacı çocuklar için 10.000,00 TL miktarın -olayın somut unsurları dikkate alındığında- düşük olduğu- Zarar veren araç ticari nitelikte kamyonet olduğundan, dava konusu haksız eylemin TTK. mad. 3 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğu ve yasal faize hükmedilemeyeceği- Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği-
İki haklı ihtar nedeniyle tahliye ve kira alacağı istemi-
Taraflar arasındaki birleştirilen tapu iptali ve tescil ile tazminat davası-
İcra ile ilgili olarak Yargıtay icra ve iflas dairesinden verilen ceza kararlarına cumhuriyet başsavcısı otuz gün içinde itiraz edebileceği-
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği, davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.