404 Aradağınız sayfa bulunamadı. :(
Bu sayfa yayından kaldırılmış ya da yazmış olduğunuz adres hatalı olabilir.
İstediğiniz bilgiye ve daha fazlasına bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
Arama
Kitap Duyurusu paylaşıldı
İcra ve İflâs Hukukuna İlişkin 'Makale ve İnceleme Yazıları', 'Hukuki Mütalâalar' ve Yüksek Mahkemenin Önemli İçtihatları (Ücretsiz Kitap Duyurusu)
Sevgili Meslektaşlarıma...
7 saat önce12. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Maden ruhsatı haczi- İşletmeyle bütünlük arz eden menkullerin haczi-
Maden ruhsatına haciz konulduktan sonra aynı dosyadan maden işletmesi ile bütünlük arz eden mahcuzların haczedildiği- Maden işletmesiyle bütünlük arz eden menkullerin haczinin aynı alacak için icra dosyasında yapılan tamamlama haczi niteliğinde olduğu, Maden Kanunu'nun 40. maddesinin hacze engel olmadığı- "Maden ruhsatından ayrı haczedildiği gerekçesiyle haczedilen menkul mallar yönünden haczin kaldırılmasına" karar verilmesinin hatalı olduğu-
1 gün önce12. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Soruşturma kapsamında el konulan teknenin yediemine teslimi- Saklama hizmeti ve ücreti- Hapis hakkı-
Mahkeme kararıyla el konulan tekne saklanması için kendisine teslim edilen şikayetçi yedieminle Adalet Bakanlığı arasında genel anlamda saklama sözleşmesinin kurulduğu- Ücret ödenmesi konusunda sorumluluğun Adalet Bakanlığı veya tekne malikinde olup olmadığının işletenin hapis hakkına başvurması açısından sonuç doğurmayacağı- Sunulan saklama hizmeti nedeniyle borç ödenmediği takdirde TBK 580 uyarınca işletenin alacağını almak için hapis hakkının bulunduğu ve alacağını teknenin paraya çevrilmesi yolu ile alabileceği- TBK’da hapis hakkının bahsi geçen sözleşme açısından kullanılması yönünden taşıt maliki ile borçlunun aynı kişiler olması gerektiği yönünde bir düzenlemenin bulunmadığı-
2 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Sıra cetvelinin iptali- Paranın nemalandırılması- Bedelin "Hazineye" mi "alacaklıya" mi ödenmesi gerektiği-
Sıra cetvelinin iptali davası sırasında nemalandırılan bedelin "Hazineye değil", mülkiyet hakkı gözetilerek alacaklıya ödenmesi gerektiği-
3 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Kamu sözleşmeleri- Davacının hakedişleri ihtirazi kayıt koymadan imzalaması- Fazladan ödediğini iddia edilen bedellerin davalıdan talep edip edemeyeceği- İbra- Delil sözleşmesi- Genel işlem şartı-
"Kamu sözleşmelerinin taraflarının, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu" yönündeki düzenleme olan Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun (KİSK) 4/3. maddesi, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin (HİGŞ) 42/a bendinde yer alan hükmün iptali için bir gerekçe oluşturabilirse de, bu düzenlemenin, tarafların özgür iradesi ile imzalanmış bir özel hukuk sözleşmesi hükmünün eşitlik ilkesine aykırı olduğunu göstermeyeceği- İptal kararı öncesi şartnamede delil sözleşmesi hükmü mevcutken sözleşmenin imzalanmasıyla eki hâline gelen ve sözleşme hükmü niteliğini alan şartnamenin, sonradan ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda da uygulanacağı, idari yargıda iptal kararı verilmiş olsa da mahkemelerce bu hükmün uygulanacağı, mahkemelerin bu hükmü şartnamede bulunduğu veya bulunmadığı için değil, sözleşmenin eki hâline gelen metne göre "delil sözleşmesi" niteliğinde olduğu için sözleşme hükmü olarak uygulayacağı ve bu durumda HİGŞ m. 42/a'da yer alan ve "geçici hakedişlere itiraz prosedürünü" düzenleyen ilgili hükmün iptal edilmesinin, iptal kararından önce taraflarca imzalanmış olan sözleşme ve dolayısıyla eldeki davaya etkisinin bulunmadığı- "HİGŞ m. 42/a'daki 'geçici hakedişlere itiraz prosedürünü' düzenleyen ilgili hükmün Danıştay kararıyla iptal edildiği, iptal gerekçesinde de belirtildiği üzere 'şartname hükmünün KİSK m. 4/3'de belirtilen eşitlik ilkesine aykırı olduğu', söz konusu şartname hükmünün 'genel işlem koşulu' niteliğinde olduğu, kamu ihale sözleşmelerinde iş sahibi idare ile yüklenici arasında müzakere imkânının bulunmadığı, HİGŞ m. 42'deki sözleşme hükmünün, delil sözleşmesi yapma özgürlüğünü sınırlayan HMK m. 193/2'ye aykırı olduğundan geçersiz sayılması gerektiği, Danıştay tarafından verilen iptal kararının, sadece idare bakımından değil bütün adli mahkemeler açısından da bağlayıcı olacağı, uygulama zorunluluğunun bulunduğu, iptal kararıyla düzenleyici işlemin hukuka aykırılığı tespit edilerek düzenleyici işlemin ortadan kalkacağı, bu sonucun sadece iptal davası açan kişileri değil herkesi etkileyeceği, geriye etkili sonuçlar doğuracağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
3 gün önceBilgi Notu paylaşıldı
Teminat senedi- İİK.m.170 - İİK.m.169, İİK.m.169/a
“Takip Konusu Kambiyo Senedinin Teminat Senedi Olduğu İddiası İle Takibin İptali Ya Da Borca İtiraz Edilerek Takibin Durdurulması İçin” Borçlu Tarafından İİK.m.170/a’ya mı yoksa İİK.m.169, İİK.m.169/a’ya mı Dayanılması Gerekir?
3 gün önceHGK İÇTİHAT paylaşıldı
Kamulaştırmasız el atma- Kamulaştırma- Elektrik dağıtımı- Seri dava- Vekalet ücreti
Davaya konu taşınmazın da aralarında bulunduğu yüzlerce taşınmazla ilgili olarak davalı elektrik dağıtım şirketi ve bölgedeki vatandaşlar arasında kamulaştırma/kamulaştırmasız el atma olarak açılan davalarda ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve bu sebeple davaların seri dava niteliğinde olduğu- Yargılamalar ayrı yürütülmekte ise de avukatların çoğunlukla birden fazla dosyada vekillik üstlendiği ve yargılamaların aynı dilekçeler/beyanlar üzerinden yürütüldüğü anlaşıldığından seri işler yönünden vekâlet ücretinin tespitinde AAÜT’nin 22 nci maddesinin dikkate alınması gerektiği-
6 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Yüklenicinin tapu devrinden kaçınmak için tapu kaydına muvazaalı olarak haciz koydurması-
Yüklenicinin tapu devrinden kaçınmak adına muvazaalı olarak tapu kaydına haciz şerhi konulduğu iddiasına dayalı haczin fekki istemi- Dava dışı borçlu şirket aleyhine yaptığı takipte, borcun sebebini "15.07.2013 tarihli 150.000,00 TL" alacak olarak gösteren davalının alacağın sebebine, varlığına, haklılığına dair bir savunma yapmadığı, alacağın tarihi 15.07.2013 olarak bildirilmişken, takibin 07.03.2016 günü başlatıldığı, çalışmamakta olan davalının kira gelirleriyle geçindiği ve aylık 3.000 TL gelirle bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğu bulunduğu, buna uyumsuz şekilde; aynı binada borçlu yükleniciye ait başka bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarına da haciz şerhi tesis ettirdiği ve önceki şerhler nedeniyle kendisine pay kalmayacağını hesap edebildiği halde, yüksek miktarlarda masraf yaparak bağımsız bölümlerin cebri icra kanalıyla satışını gerçekleştirdiği anlaşıldığından, mahkemece, taşınmaza konulan haciz bakımından davalının iyiniyetli olmadığı ve davaya konu haczin muvazaalı olduğunun kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
6 gün önce11.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Müteselsil kefil-Genel kredi sözleşmeleri- Defi-İhtarın sonuçsuz kalması-İtirazın iptali
Alacaklının doğrudan müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiği ve alacaklının asıl borçluyu takip etmeden müteselsil kefil olan davalı şirket hakkında takip yapabilmesine ilişkin asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması yasal koşullarının somut olayda oluşmadığı, aynı zamanda alacak muaccel olmadan takibe girişildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği- Müteselsil kefilin Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesinden kaynaklanan savunmaları, defi niteliğinde olup kefilin ödemede geciken esas borçlu ihtar edilmeden kendisine başvurulamayacağını ileri sürmesi gerektiği ve bu hususu hakim re’sen dikkate alamayacağından kefile defi hakkı tanıyan anılan hükmün kamu düzeni ile ilişkili olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan dilekçelerin incelenmesinden, Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesinin birinci fıkrasından kaynaklanan defi niteliğinde herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin bu sebebe münhasır olarak verdiği red kararının kanun yararına bozulması gerektiği-
7 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Avukatın özen yükümlülüğü- Hakların yarışması ilkesi- Zamanaşımı-
Davacının, avukat olarak icra ve dava dosyalarını takip eden davalının gerekli olan özeni yerine getirmeyerek dosyaları takip etmemesi nedeniyle zarara uğradığını, yapılan şikâyet üzerine görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırıldığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğu; İlk Derece Mahkemesince şikâyetinden iki ay öncesinde davacının durumu öğrenmiş olmasına rağmen Avukatlık Kanunu’ndaki bir yıllık sürenin geçirilmesinden sonra dava açtığı gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verildiği, dava dilekçesinden davacının sözleşmeye aykırılıkla birlikte haksız fiili de belirtmesiyle buna da dayandığının kabulü gerekeceğinden hakların yarışması ilkesi gereği, zamanaşımı yönünden hangi hukuk kuralı lehine olacaksa onun uygulanması gerekeceği, Avukatlık Kanunu’nun 40. maddesinde özel zamanaşımı belirlenmek suretiyle sözleşmeye dayanılarak avukata karşı açılacak tazminat davalarında bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her hâlde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle dava hakkının düşeceği belirtilmiş ise de fiilin aynı zamanda suç teşkil etmesi hâlinde uzun olan ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği-
8 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Kolon kanseri tedavisinde kullanıldığı ileri sürülen ilaç bedelinin kesintisiz Kurumca karşılanması talebi-Yetersiz bilirkişi raporu-
Kanser hastalığının tedavisinde kullanılacak ilacın yararlı olup olmadığının üniversitelerin tıbbi onkoloji bilim dalından alınacak sağlık kurulu raporu ile saptanması gerektiği- "İyileştirme" kavramından, "sigortalı hastanın sağlığına kavuşması" ve "hastalığın iyileşmesi"nin anlaşılması gerektiği- Bilirkişi raporu yetersiz görüldüğü takdirde yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken doğrudan davanın reddine gidilmesinin hatalı olduğu- "İlaç bedelinin Kurumca karşılanması yönünden öngörülen 'hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi' koşulunun hastalığın mahiyeti dikkate alındığında katı bir yaklaşım olduğu, bu nedenle davaya konu ilacın davacının hastalığının ilerlemesine engel olup olmadığı veya gerilemesini sağlayıp sağlamadığı, yaşam kalitesini artırıp artırmadığı, yaşam süresinin uzamasına katkıda bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
9 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Ödeme emri tebliğ edilemeden icra takibine itiraz eden borçlu hakkında tahliye istemi-
Alacaklı tarafından kiracı borçlular aleyhine başlatılan haciz ve tahliye talepli ilâmsız icra takibinde, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilemeden borçlu şirket tarafından öğrenilmesi üzerine vekil aracılığıyla takibe itiraz edilmesi durumunda, borçlu şirkete ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden ödeme ve itiraz sürelerinin işleyip işlemeyeceği ve bu durumda alacaklının tahliye istemi ile birlikte itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği- "Borçlu şirketin, hakkında yapılan icra takibini haricen öğrenip vekili vasıtasıyla süresinde takibe itiraz ettiği, haricen öğrenme ile yapılan itiraza hukuki sonuç bağlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
10 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Temyiz sınırı- Kötüniyet tazminatı- Para cezası- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte asıl alacağa bağlı olarak tazminata ve para cezasına hükmedildiği davada, temyiz sınırının asıl alacak üzerinden değil tazminat ve ceza değerinin üzerinden hesaplanacağı- "Asıl alacağa bağlı olarak tazminata ve para cezasına hükmedildiğinden kesinlik sınırının tespitinde asıl alacak miktarının gözetilmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
13 gün önce12.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
İpoteğin paraya çevrilmesi-Şikayet-Usülsüz yapılan tebligatın süresiz şikayete tabii olması-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine noter aracılığıyla hesap kat ihtarının gönderilmesi gerektiği- Kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönündeki Y 12. HD. görüşünde değişiklige gidilerek, İİK 150/ı'da yapılması belirtilen tebligatın ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğunun ve bu şikayetin süresiz olarak yapılabileceğinin kabul edildiği-
14 gün önce6.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Cezai şart alacakları-Fesih ve temlik sözleşmesi-Taraflara ayrı ayrı cezai şart alacağı hakkı kazandırmama durumu-İtirazın iptali davası
Cezai şart alacakları için takibe girişen alacaklı yüklenicilerin sulh ve ibra protokolüne bu icra takiplerini dahil etmediği ve TBK 131/1 ve 179/2 kapsamında cezai şart bedelini isteme haklarını saklı tuttukları- Hem fesih hem de temlik sözleşmesinde ayrı ayrı olmak üzere cezai şart düzenlemesine yer vermiş ise de; temlik sözleşmesinin, fesih sözleşmesine bağlı olarak, temlikin nasıl gerçekleştirileceğini düzenlemek amacıyla hazırlandığı ve her iki sözleşmede de arsa sahibinin asıl ediminin temliki gerçekleştirmek, yüklenici tarafın edimi de tapudaki şerhi kaldırmak olduğu- Yükümlülüklerin ihlali halinde, fesih sözleşmesi ve temlik sözleşmesinin taraflara ayrı ayrı cezai şart alacağı hakkı kazandırmayacağı-
15 gün önceHGK. İÇTİHAT paylaşıldı
Mülkiyet karinesi-İstihkak iddiası-Üçüncü kişiye yapılan haciz-İspat külfeti-
Haczin davacı üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapıldığı, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmediği, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı adreste faaliyet göstermediği, üçüncü kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce faaliyete geçtiği, kurucu ortakları arasında yer alan bir kişi, aynı zamanda davalı borçlu şirketin kurucu ortaklarındansa da, borcun doğumundan önce davacı üçüncü kişi şirketteki hissesini devrederek ortaklık ve müdürlükten ayrıldığı, üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önce ödenmemiş sermayesini ödemiş olduğu, üçüncü kişi tarafından sunulan faturaların kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı üçüncü kişi şirketin ticari defterlerine işlenmiş olduğu, menkullerin alışı yapılan dava dışı şirketlerin kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ticari defterlerinde de bu faturalarının kayıtlı olduğu, haciz tutanağındaki yazılan menkullerin seri numaraları ile faturalardaki seri numaralarının örtüştüğü uyuşmazlıkta, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bulunan belgelerin anılan ortağın üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önceki döneme ait olduğu ve bu nedenle haciz mahallinde belge bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında borcun doğum tarihi itibariyle organik bağ bulunmadığı ve şirketlerin benzer alanda faaliyette bulunmasının da tek başına organik bağ için yeterli olmadığı- Mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı ve mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği- Davalı alacaklının delil olarak dayandığı ticaret sicil kayıtları, haciz tutanağı, ticari defterler, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının, karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı- "İspat külfetinin davalı alacaklıda olduğu ancak TBK 133/2 gereğince temel borç ilişkisindeki borcun doğum tarihinin araştırılarak alacaklının dayandığı delillerin bu tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
16 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
TBK 89/1'in uygulama alanı- Eser sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta yetkili mahkeme- İtirazın iptali davası-
Mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin öncelikle (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırması ve kendisinin yetkili olup olmadığını belirlemesi gerektiği- Davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan sözleşmenin (ve buradaki) yetki sözleşmesinin davalıyı bağlamayacağı- Davalı şirketin inkâr etmediği eser nedeniyle, davalının para borcundan oluşan edimi yönünden borcun ifa edileceği yer olan davacı takip alacaklısının ikametgâhının bulunduğu yer icra dairesinin de icra takibinde yetkili olduğu- Özel yetkinin  genel yetkiyi ortadan kaldırmayacağı-"TBK 89/1'in sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olarak uygulanabileceği, bu düzenlemenin, iki tarafa karşılıklı borç yükleyen ve karşılıklı edimler içeren eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâfta yetkili icra müdürlüğünün ve mahkemenin belirlenmesinde uygulanamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
17 gün önce6.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Arabuluculuk anlaşmazlık tutanağı-Rıza alınmaksızın taraf değişikliği-Dilekçede tarafın yanlış gösterilmesi-Ölüm
Arabuluculuk anlaşmazlık tutanağının düzenlenmesinden sonra vefat eden davalının vefat ettiği tarih ile dava tarihi arasında kısa bir sürenin geçmiş olduğu, arabuluculuk görüşmeleri aşamasında davalının hayatta olduğu göz önünde bulundurulduğunda, HMK 124/4 maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramadan taraf değişikliği talebini kabul edebileceği-
17 gün önceHGK. İÇTİHAT paylaşıldı
Tahsis belgesi-Zilyetlik-Tapu iptali ve tescili-Arsa tahsis sözleşmeleri
Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemli davaya konu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması, davacının öncesinde aynı nedenlere dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil talepli davanın reddedilerek kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi nedeniyle davacı adına tescilinin mümkün olmaması dikkate alındığında, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini istemekte haklı olduğu- Tapu tahsis belgesi, zilyetliği gösteren belge niteliğinde olduğundan davacı tarafından ödenen bedelin güncel değerine hükmedilmesi gerektiği- Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina yönünden TMK 723 uyarınca ödenecek olan tazminat miktarının ise malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişeceği- Mahkemece 2981 s. K. uyarınca, davacı adına düzenlenen tahsis belgesinin iptali nedeniyle davacının ödediği bedelin güncellenmiş değerine hükmedilmesi, taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden ise davacının gecekonduyu yaptığı tarihte iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden, TMK 723 dikkate alınmak suretiyle yapının asgari levazım bedeli belirlenerek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği- "Arsa tahsis sözleşmelerinin geçerliliği için Kanun’da şekil şartının öngörülmediği, davalının gecekondu sahiplerine arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle arsa karşılığında para aldığı ancak edimini yerine getirmediği, ifanın davalının kusuru ile imkânsız hâle geldiği, bu durumda tazminat miktarı belirlenirken davacının gerçek zararının esas alınacağı" ve "tahsis kararının iptal edilmesiyle davacının ödediği bedelin güncellenmiş değerine, taşınmaz üzerindeki yapı yönünden ise dava tarihi itibariyle rayiç değerine hükmedilmesi gerektiği" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
20 gün önce12.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Kira sözleşmesi- Ödeme Tarihi-Borçlunun temerrüdü-Yıllık kira ödemesi
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu kiralardan 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğundan tahliyeye karar verileceği-
21 gün önce11.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Munzam Zarar- Ceza davası sonucunun beklenilmesi-Dolandırıcılık-Sahte Evrak
Bankacılık işleminden kaynaklanan munzam zararın ve alacak istemine ilişkin uyuşmazlıkta, davalı bankanın eski çalışanı "sahte evrak düzenlemek, dolandırıcılık ve emniyeti suistimal" suçlarından açılan dava hakkında verilecek kararın "bankayı bağlayacak belgeler ve el ve işbirliği" olguları başta olmak üzere, kararın niteliğinin ve içeriğinin davaların sonucunu doğrudan etkileyeceği, bu sebeple ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
22 gün önceHGK. İÇTİHAT paylaşıldı
Fazla çalışmanın ispatı-Ücret-Yıllık ücretli izin-İzin kayıt belgesi
İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatlanabileceği, ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda yapılacak iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler göz önünde tutularak ve ayrıca ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebileceği ve ancak meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarlarının tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmesi gerektiği- Davacının geçmiş dönem ücretleri yönünden hesap pusulalarında değişik tutarlarda ödeme yapıldığı ve davacı vekilinin de elden ödeme iddiası göz önünde bulundurulduğunda geçmiş dönem ücretleri belirlenemediğinden davacının fesih tarihindeki aylık ücretinin net 2.650,00 TL olduğu kabul edilerek fesih tarihindeki bu ücretin asgari ücrete oranlaması yapılmak suretiyle geçmiş dönemlere ait ücretlerinin belirlenmesi ve bu doğrultuda işçilik alacaklarının hesaplanması gerektiği- Fazla çalışmanın ispatı genel hükümlere tabi olduğundan fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu durumun kanıtlanması gerektiği, işçinin imzasını taşıyan bordronun, sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu ve imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin karine olarak kabul edildiği- İşçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabileceği, buna karşın bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı ispatlamasının mümkün olduğu- Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmalarının delil niteliğinde olduğu ve ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesinin gerektiği- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, imzalanan hesap pusulalarındaki temel ücretin hatalı gösterilmesi, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan işyeri iç yazışması, taraf tanıklarının beyanları dikkate alındığında davacının işyerinde gündüz vardiyasında iki haftada bir hafta tatili yapmak suretiyle 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının sabit olduğu, pusulalarda gözüken ve ödenen miktarların davacının çalışma düzenine göre ortaya çıkan ve hak ettiği gerçek fazla çalışma alacağı karşısında sembolik kaldığı anlaşıldığından bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu ve bu yönüyle direnme kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüşse de bu görüşün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği- İşverenin iş yerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorunda olduğu- İmzası inkar edilmeyen izin formlarının incelenmesinde bir kısmında iznin türü bölümünde "yıllık iznin" yazılı olduğu, bir kısmında ise "aylık izin" kutucuğunun işaretli olduğu görülmüş olup belgelerin altındaki imzalar davacı tarafından inkar edilmediğinden davacının imzasının bulunduğu ve yıllık izin belgesi olduğu tespit edilen belgelerdeki izinlerin kullanıldığı davalı tarafça ispatlanmış olmakla kullanılan bu izinlerin yıllık izin ücretinin hesaplanmasında yıllık izin süresinden düşülmesi gerektiği-Davaya konu olan olayda kanuna uygun bir ücretli izin kullanımı bulunmadığı, anayasal bir hak olan yıllık izin hakkının kanuni düzenlemeye aykırı kullanımının işçinin dinlenme hakkının tam olarak kullanılmasını da engelleyeceği, izin formlarındaki işaretlemelerin neye göre yapıldığı belli olmadığı gibi ne zaman yapıldığının da tespit edilemediği sadece işaretleme ile yapılan tespitin yıllık izin olarak işçinin aleyhine değerlendirilmesi de mümkün olmadığı, bu yönüyle direnme kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüşse de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
22 gün önceHGK. paylaşıldı
Devre mülk sözleşmesinin iptali-Davacının başka bir tesiste konaklamasının (hediye tatilin) anlamı-
İptali istenen devre mülk sözleşmesinde, sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca uygulanacak nitelikte aylık aidat ödenmesi gibi düzenlemeler mevcut olduğundan, dava konusu talebin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde bir muarazanın giderilmesi niteliği de taşıdığı ve bu nedenle yalnızca sözleşme bedeli üzerinden değerlendirme yapılarak kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında olduğu sonucuna varılamayacağı- Davacının bir başka tesiste konaklaması zilyetliğin devri niteliğinde sayılıp sayılamayacağı, bu konaklamanın hediye tatil hakkı olarak sunulduğu, davalının bir anlamda tüketiciyi sözleşme yapmaya ikna etmek için kullandığı bu yöntemin davalıyı teslim borcundan kurtarmayacağı ve bunun zilyetliğin devri anlamını taşımadığı- "Neredeyse tüm dava türlerinin temelinde bir muarazayı giderir şekilde tespit hükmü içerdiği, bu durumun dava konusu işe değeri para ile ölçülemez iş niteliği kazandırmadığı, somut olayda taraflar arasında aidat ödemelerine ilişkin bir ihtilafın da bulunmadığı, mahkemenin davanın kabulü yönünde vereceği hükmün aslolarak gösterilen dava değeri kadar bir alacaktan ibaret olduğu, kabul kararının aynı anda ifa kuralı gereğince zorunlu bir sonucu olarak tesis edilmesi gereken tapu iptal yönündeki hükmün de kesinlik sorununu ortadan kaldırmayacağı, herhangi bir tapu iptal ve tescil davasında dahi kural olarak taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine göre istemin kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığının tespit edilmesi gerektiği, BAM'ın bozma öncesi kesin olarak karar vermesinde ve ek kararla temyiz dilekçesini reddetmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
24 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Tapu iptali ve tescil istemi- İnançlı işlem- İnanılanın, malı üçüncü kişiye devri- Taraf teşkili-
İnançlı işlem konusu olduğu iddia edilen mal, üçüncü kişiye devredilmişse, davanın kayıt maliki yanında inanılana da yöneltilmesi gerektiği- İnançlı işlem konusu malın muvazaalı olarak devredildiği iddiası nedeniyle son kayıt maliki aleyhine açılan davanın dinlenebilmesi için öncelikle davacı ile ilk el arasındaki temlikin inanç sözleşmesine dayalı olduğunun kanıtlanması gerektiği- "Tapu iptali ve tescil davalarının kural olarak son kayıt malikine açılması gerektiği, davacının bu davada inançlı işlemin varlığını ve davalının taşınmaz ediniminin iyiniyetli olmadığını bilebilecek durumda olduğunu ispatlayarak tapunun iptal edilmesini sağlayabileceği, ispat yükü kurallarına göre (inanılan) önceki malikin davada yer almasının zorunlu olmadığı, gerek maddi hukuk kuralları gerekse mecburi dava arkadaşlığına ilişkin usul kurallarının da bunu gerekli ve zorunlu kılmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
24 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Eser Sözleşmesi- Kamu ihalelerinden yasaklanma- Munzam zarar
Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-
26 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Konkordatonun tasdiki şartları- Ödemesiz dönem- Menfaat dengesi-
Tasdik edilen konkordato projesinde davacı şirketin proje kapsamında yapacakları ödemelerin tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl ödemesiz dönem sonrasında başladığı, 2 ayda bir, 42 eşit taksitte, garame payı oranında ödenmesine karar verildiği anlaşılmakla, davacının 2018 yılından bu yana 5 yıldır konkordato tedbirlerinden yararlandığı da gözetildiğinde, ödemelerin karar tarihi yerine istinaf ve temyiz kanun yolunda geçecek süreleri de aşacak şekilde kesinleşmeden itibaren başlamasının kabul edilmesinin ve bu denli uzun bir sürenin beklenmesinin alacaklılar ile borçlu arasındaki menfaat dengesini borçlu lehine bozar mahiyette olduğu- Mahkemece, borçlunun kaynakları ile orantılı olmayan, ödeme süresinin uzunluğu nedeniyle alacaklıların aleyhine olacak şekilde menfaat dengesini bozan konkordato projesinin reddine, İİK 292/1-b'deki şartlar oluştuğundan ve borca batık olduğu anlaşılan davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği-
28 gün önce12.HD İÇTİHAT paylaşıldı
150/c şerhinin kaldırılması talebi- Tahsil harcı- Taşınmazlardan birinin satılması durumu- Toplam alacak- İpotek limiti-
Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38, hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan %9,10 oranında tahsil harcı alınması gerektiği- İcra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısının alınacağı, buna karşılık haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcının tam alınacağı- Tahsil harcının %11,38 oranında alınabilmesi için, tüm taşınmazların değil taşınmazlardan birinin satılmasının yeterli olduğu ve davaya konu olan uyuşmazlıkta ipotekli taşınmazlardan bir tanesi satılarak paraya çevrildiğinden İcra Müdürlüğünün %11,38 oranında harç alınması yönündeki şikayete konu kararı harç oranı yönünden yerinde olup mahkemece %2,27 oranında harç alınması yönünde verilen kararın isabetsiz olduğu-İpoteğe konu taşınmazlardan birinin üzerindeki şerhin kaldırılmasına yönelik alacaklı talebi, alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden ve takip talebi ile ödeme emrindeki toplam alacağın ipotek limitinin üstünde olduğundan İcra Müdürlüğünce tahsil harcının takip çıkışı üzerinden alınması isabetsiz olup, tahsil harcının ipotek limiti üzerinden alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
29 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
Üçüncü kişinin -İİK 276 kapsamında- icra memurluğunun tahliye işlemini iptali talebi-
Tahliye taahhütnamesine dayanılan takip talepnamesinde dayanak olarak kira sözleşmesi gösterilmediği gibi, daha sonra dosyaya giren kira sözleşmesinin üzeri çizilerek tasdik edilip açıkça takip dayanağı olmaktan çıkarıldığı- Tahliyesi için gidilen mahalde hazır bulunan üçüncü kişi "işletmeyi aleyhine tahliye taahhütnamesine dayalı takip açılan kişiden kiraladığını, alacaklı ile taşınmazı kendisine kiralayan arasında baba-oğul ilişkisi bulunduğunu" belirtmiş olup üçüncü kişinin sunduğu takip borçlusu ile arasındaki sözleşmesinin (baba-oğlu arasındaki) tahliye taahhütnamesinin tanzim tarihinden önce olduğu, kiralananın takip borçlusu tarafından bu tarihte üçüncü kişiye teslim edildiğinin anlaşıldığı uyuşmazlıkta, "tahliye baskısı altında kiralanın 15 gün sonra boşaltılacağının, alacaklı ile anlaşılacağının" bildirilmiş olmasının yasadan doğan hakkı ortadan kaldırmayacağı- İİK 276/2-3 koşulları oluştuğundan "tahliyenin tehirine, alacaklının yedi gün içinde mahkemeye müracaat etmesi" lüzumuna karar verilmesi gerektiği-
29 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
Hacizli taşınmazın satın alınması- Üçüncü kişinin ihtiyati haczin kaldırılması istemi- İcra takibinde talep edilen alacak ile tapu kayıtlarındaki miktarın farklı olması-
Taşınmazları hacizle yükümlü olarak iyi niyetle satın alan şikayetçi üçüncü kişinin, tapu kayıtlarında belirli olan ve kesinleşen haciz miktarı üzerinden sorumlu olduğu- Alacaklının icra takibinde talep ettiği miktar (300.000 USD), tapu kayıtlarına şerh edilmediği veya ek tamamlayıcı bir haciz yapılmadığı sürece, bu hususun iyi niyetli üçüncü kişi aleyhine sonuç doğurmayacağı- Şikayetçi üçüncü kişinin, taşınmazların tapu kaydında bulunan tutar kadar (müzekkerelerde yer alan 1.063.950 TL tutarında) ihtiyati haciz kararından sorumlu olduğu, ihtiyati haciz miktarı, faiz ve masrafları ödendiği takdirde, tapu kaydında bulunan (ihtiyati) hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
30 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Önalım hakkı- Paylı mülkiyet- Muris- Hak düşürücü süre-
Önalım hakkının eskisi gibi irade bildirimi ile değil ancak alıcıya karşı dava açılarak kullanılabileceği- Yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık hak düşürücü sürenin; satışın, önalım hakkı sahibine alıcı veya satıcı tarafından noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, önalım hakkı sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olmasının sürenin işlemesine yol açmayacağı- Davalının dava konusu taşınmazda ilk kez 07.07.2014 tarihinde 1/8 pay satın alarak paydaş olduğu, eldeki dava iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış ise de davalının 07.07.2014 tarihinde satın aldığı pay bakımından davacının önalım talebinde bulunduğuna dair dava dilekçesinde herhangi bir açıklamanın yer almadığı gözetildiğinde, önalım talebinin ilk pay satışını kapsadığını kabul etme olanağının bulunmadığı, zira dava dilekçesinde 13.02.2015 tarihinde yapılan ikinci pay satışı dışında ilk pay satışına değinilmemiş olduğu, tarafın ileri sürmediği bir husus hakkında yorum yoluyla dava açıldığını kabul etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla taşınmazda paydaş olan davalıya karşı sonraki tarihli satış nedeniyle önalım hakkı kullanılamayacağı- “Dava dışı kişi tarafından davalıya yapılan birinci satış işleminin 07.07.2014 tarihinde, ikinci satış işleminin ise 13.02.2015 tarihinde yapıldığı, her iki hissenin 13.02.2015 tarihinde birleştirildiği ve davalının her iki satışa istinaden taşınmazda toplam 1/4 hissenin maliki olduğu, eldeki davanın 16.02.2016 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi içeriğinde davalının 1/4 hissesi bulunduğunun belirtildiği dikkate alındığında, birinci satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren, noter bildirimi yapılmadığından iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkının kullanıldığı” görüşünün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Dava konusu taşınmaz üzerinde bina yapımının düşünüldüğü, dava dışı kişinin inşa edilecek binanın müteahhitliğini yapma durumunun söz konusu olduğu, bu amaçla taşınmazın devredildiği, dava dışı kişiye her ne kadar tapuda satış şeklinde devir işlemi yapılmış ise de mirasçılara hisseleri karşılığında herhangi bir satış bedelinin ödenmediği, dava dışı kişinin bu kişilere ait hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten herhangi bir bedel ödemeksizin üzerine aldığı, inşaat işinin gerçekleşmemesi nedeniyle aldığı hisseleri yine bedelsiz olarak sahiplerine iade ettiği, davalı mirasçıya yapılan devir tapu kaydında satış olarak gözükse dahi gerçekte önceki payının iadesi niteliğinde olduğu- “Uyuşmazlığın konusunu teşkil eden resmî senet içeriğinde, dava dışı kişinin taşınmazın 1/8 hissesini davalı mirasçıya sattığı, satış bedelini nakden ve tamamen aldığının belirtildiği, dolayısıyla resmî senet doğrultusunda gerçek satışın söz konusu olduğu” görüşünün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
31 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Tenkis Davası-Saklı Payın İhlali-Sağlararası Tasarruf İşlemi
Yargıtayın maddi hukukun doğru olarak uygulanıp uygulanmadığı yönünden mutlak denetim yetkisi olduğu, yargıcın davanın özünü oluşturan somut sorunun değerlendirilmesinde yanlışlık yapmasının kararın bozulma nedeni olduğu- Sağlararası tasarrufun tenkisi için; saklı payın ihlâl edilmiş olması yanında tasarrufun mirasbırakan tarafından saklı pay kurallarını ihlâl etmek amacıyla yapılmış olması gerektiği- Kazandırma yapılanın bu kasıtla davranması gerekmediği ve onun bu kazandırma sonucu müstakbel bir mirasçının saklı payının ihlâl edileceğini bilmesinin de gerekmediği- Mirasbırakanın eşinin öz yeğeniyle yaşadığı ilişkiden dolayı gerek aile gerekse sosyal çevresince kınanan murisin çocukları tarafından da dışlandığı, kız çocuklarının babalarına daha büyük tepki gösterdiği, yaşananlar karşısında mirasbırakanın da çocuklarını mirasından mahrum bırakmakla tehdit ettiği, davacı tanıklarının "mirasbırakanın çocuklarına mal bırakmak istemediğine" dair beyanda bulundukları, mirasbırakanın mal varlığının çok büyük bir bölümünü oluşturan dava konusu taşınmazını intifa hakkını uhdesinde tutarak çıplak mülkiyetini davalı kuruma bağışladığı anlaşıldığından, yapılan işlemin davacıların saklı paylarını zedelemek kastıyla yapıldığının kabul edilmesi gerektiği- "Mirasbırakanın birçok taşınmazın maliki ve mal varlığı sahibi olduğu, sağlığında davacılara devrettiği taşınmazların da bulunduğu, davalı Darulaceze kurumuna yapmış olduğu hibe işleminde hayır yapma amacı taşıdığı, dolayısıyla temlikin saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacıyla yapıldığından söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
31 gün önce1. HD. İçtihat paylaşıldı
Tanık- Taraflarca getirilme ilkesi- Hakimin sorumluluğu- Keşif harç ve avansı-
Hukukumuzda tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural bulunmadığı- Hâkimin olaylara, adalet hizmetine çözüm odaklı yaklaşması, şekilci olmaması gerektiği- Keşif harç ve avansının kısa süreli farkla tamamlanmış olmasından dolayı keşiften vazgeçilmiş sayılması ve bu gerekçe ile davanın reddi kararı verilmesinin yerinde görülmediği-
34 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Dava ve ıslah dilekçelerinde ileri sürülen maddi vakıalar gözetildiğinde davanın hukuki nitelendirmesi- Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası- İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası-
İlk derece mahkemesince hile hukuksal nedenine dayalı olarak karar verilmesi üzerine davalı vekilince yapılan istinaf başvurusu BAM tarafından esastan inceleme yapılmak suretiyle kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, o tarihte yürürlükte olan HMK 353/1-a-6 uyarınca, dosyayı mahalline göndermediği görülen BAM'nin İlk derece mahkemesince yapılan hukuki nitelendirmeyi kabul etmiş olduğu- Davacı vekilince açılan davanın hile hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak ıslah edildiği anlaşıldığından, öncelikle davanın TBK 39 gereğince hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açılmış ise hile hukuki nedenine göre tüm deliller değerlendirilerek temlikin hileli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Davasını tamamen ıslah eden davacının ıslah dilekçesi ekinde dosyaya ibraz ettiği beyan dilekçesindeki maddi vakıaların inançlı işlem hukuki sebebine ilişkin olduğu, hukuki sebebi ileri sürülen maddi vakıalar karşısında hâkimin belirleyeceği, İlk Derece Mahkemesince ön inceleme aşamasında yapılan hatalı hukuki nitelendirmenin bağlayıcı olmayacağı, davacının beyan dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların da inançlı işlem vakıasından öteye gitmediği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
35 gün önce3. HD. İçtihat paylaşıldı
Sulama bedeli- Su rejimi- İcar sözleşmesi-
Sulama bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; yeraltı suyu kullanımının su rejimini doğrudan etkileyecek olması nedeniyle su kaynağı dışındaki diğer cazibeli sular ile sondaj sularının ücretlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının arazilerini yeraltı suyu ile suluyor olmasının, sulama bedelinden muaf olduğu anlamına gelmediği-
36 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı- Mal rejiminden kaynaklanan alacak davası- Zamanaşımı-
Yabancı mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verilen eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında zamanaşımı süresinin, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlayacağı- "Yabancı mahkemece verilen boşanma kararına bağlı olarak Türkiye'de açılacak tazminat, nafaka ve mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak davalarının ancak Türk mahkemelerince verilecek tanıma tenfiz kararından sonra ileri sürülebileceği, zamanaşımı süresinin de Türk Mahkemelerince verilen tanıma-tenfiz kararının kesinleşme tarihinden (söz konusu hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten) itibaren başlayacağı" şeklindeki görüşün ise HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
37 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Vasiyetnamenin tenfizi sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemi- Zamanaşımının başlangıcı-
Vasiyetname ve içeriğini usulüne uygun tebliğ yoluyla ...1997 tarihinde öğrenen davacı için 10 yıllık zamanaşımı süresinin de bu tarihte işlemeye başladığı, 743 s. TMK 580 (4721 s. TMK 602) uyarınca, vasiyet alacaklısının dava hakkının kural olarak ölüme bağlı tasarrufu öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı- "Vasiyet alacaklısının TMK 602'de düzenlenen dava hakkına ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı vasiyetnamenin açılması dava dosyasının kesinleşme tarihi olduğu, henüz kesinleşmeyen bir vasiyetin infazı da mümkün değilken zamanaşımına uğradığından da bahsedilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
37 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Kira bedelinin tespiti- Taleple bağlılık- Bilirkişi raporu- Islah
Kira parasının tespitine ilişkin davada, hakimin taleple bağlı olduğundan, talep edilenden daha azına ya da fazlasına hükmedilmesinin mümkün olmadığından söz edilemeyeceği- Saptanan bedel dava dilekçesinde talep edilen miktarın üzerinde ise de, tespiti istenen kira parası mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu ortaya çıkacağından belirlenen miktara ilişkin davanın ıslah edilmesi gerekmediği gibi, davacının talep sonucundan uzaklaştığı iddiasının kabul edilemeyeceği-
37 gün önceHGK İÇTİHAT paylaşıldı
İlave tediye- Ödeme zamanı- Arabuluculuk
Cumhurbaşkanı'nın, her yıl ilave tediyelerin ödenme zamanının belirlenmesi yönünde karar almakta ve bu kararlar Resmî Gazete'de yayımlanmakta olduğu- 2020 yılında ödenecek ilave tediyenin birinci ve diğer yarısının ödenme zamanı 25.01.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile belirlendiği- Somut olayda arabulucuk süreci 10.11.2020 tarihinde başlamış olup son tutanak 25.11.2020 tarihinde düzenlendiğinden henüz muaccel olmayan 14.12.2020 ödeme tarihli ilave tediye alacağının kıst yevmiye esasına göre hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
38 gün önce3.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Adi ortaklık -Tapu iptali ve tescili-Tasfiye
Adi ortaklığın tasfiyesine dair sözleşme uyarınca tapu iptali ve tescil istemi- Davacının ibraz ettiği tasfiye belgesinin davalı tarafa tebliğ edilmediğinden, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının uygulanabilirliği bulunmadığı- Davalı/karşı davacının bildirilen delillerle kendisinde bulunan tasfiye sözleşmesi uyarınca cevap dilekçesinde "davacının talep ettiği taşınmazın (7) numaralı daire olmadığı" yönünde beyanda bulunduğu, bu nedenle daha sonradan "davacı tarafından ibraz edilen tasfiye sözleşmesine ekleme yapıldığını" ileri sürmesinin savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği- Davacı tarafından ibraz edilen belgedeki yazının farklı fiziki özellikte bulunduğu, adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında dava konusu dairede hak sahibi olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından, davacı/karşı davalının istinaf başvurusunun tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
38 gün önceHGK İÇTİHAT paylaşıldı
Tahkim şartı- Distribütörlük sözleşmesi- Sona eren sözleşmede tahkim şartının uzayıp uzamadığı-
"Tahkim şartını" içeren sözleşmenin süre olarak sona ermesinden sonra taraflar arasında distribütörlük ilişkisi devam etse de, "tahkim sözleşmesinin uzatıldığına" dair tarafların açık iradelerini gösteren bir delile dosyada rastlanmadığına göre taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisi devam etse de tahkim sözleşmesinin uzatıldığından söz edilemeyeceği, sözleşmenin içerisinde yer alsa da tahkim şartının herhangi bir hüküm değil, bu sözleşmeden bağımsız ayrı bir sözleşme olduğu- "Tarafların aralarındaki ilişkiyi devam ettirerek sözleşmeyi sürdürme iradelerini ortaya koydukları, anılan sözleşmede 'sözleşmenin feshinden, iptalinden veya sona ermesinden sonra tahkim şartının varlığını sürdüreceği' açıkça belirtildiğinden, tahkim şartının da uzadığı, örtülü olarak sözleşmenin sürdürülmesi karşısında, sözleşmenin bazı hükümlerinin varlığını sürdürdüğü, bazı hükümlerinin ise varlığını sürdürmediğini savunmanın kanunî dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasında tahkim şartının varlığını sürdüğü" seklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
41 gün önce6.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Cezai şart -İki sözleşmenin cezai şart alacağı kazandırmaması- Fesih ve temlik sözleşmesi
Cezai şart alacakları için takibe girişen alacaklı yüklenicilerin sulh ve ibra protokolüne bu icra takiplerini dahil etmediği ve TBK 131/1 ve 179/2 kapsamında cezai şart bedelini isteme haklarını saklı tuttukları- Hem fesih hem de temlik sözleşmesinde ayrı ayrı olmak üzere cezai şart düzenlemesine yer vermiş ise de; temlik sözleşmesinin, fesih sözleşmesine bağlı olarak, temlikin nasıl gerçekleştirileceğini düzenlemek amacıyla hazırlandığı ve her iki sözleşmede de arsa sahibinin asıl ediminin temliki gerçekleştirmek, yüklenici tarafın edimi de tapudaki şerhi kaldırmak olduğu- Yükümlülüklerin ihlali halinde, fesih sözleşmesi ve temlik sözleşmesinin taraflara ayrı ayrı cezai şart alacağı hakkı kazandırmayacağı-
42 gün önce6.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
İskan ruhsatı- Kat maliklerinin vekaleti- Yapı kayıt belgesi
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi davasında, kat maliklerinin bir kısmının davalıya vekalet verdiği halde bir kısım kat maliklerinin davalıya vekalet vermediği, bu durumda, davalı yükleniciye inşaatın yasal hale getirilip iskan ruhsatı alınması için gerekli işlemleri yapması amacıyla vekalet vermeyen kat maliklerinin yerine geçmek üzere yetki ve makul süre verilmesi, verilen yetki ve süre sonunda inşaatın yasal hale getirilerek iskan ruhsatının alınmaması halinde ise davanın şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerektiği- Muhalefet şerhinde “teslimin iskân koşuluna bağlandığı, inşaatın imara aykırı olarak yapıldığı, iskânın halen alınamadığı, bu nedenlerle hukuken geçerli bir teslimin gerçekleşmediği ve yüklenici temerrüdünün gerçekleştiği nedeniyle sözleşmenin geriye etkili feshi isteminin şartları oluştuğu” görüşünün benimsendiği-
43 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi- İnşaatın tamamlanma süresine uyulmaması- Sözleşmenin geriye etkili feshi- Avans tapu- Tapu iptali- Tapuya güven ilkesi- Üçüncü kişilerin mülkiyet hakları (TMK 1023)-
İnşaatın tamamlanarak iskan ruhsatının alınması gereken sözleşmede belirlenen süreye uyulmadığından, sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı- Yüklenicinin arsa sahipleri ile arasındaki sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediği, avans olarak kendisine devri yapılan tapuyu üçüncü kişilere devrettiği anlaşılmış olup, geriye etkili fesih ve tapunun iptali ile davacılar (bir kısım arsa sahipleri) adına hisseleri oranında tescilinde hukuka aykırılık bulunmadığı- "Tapuya güvenen kişinin iyi niyetli olduğuna ilişkin karinenin aksini, yani davalı üçüncü kişilerin kötü niyetli olduğunu davacı/arsa sahiplerinin ispatlaması gerektiği, davacı taraf, afaki iddialar dışında davalı üçüncü kişilerin kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delil sunamadığından, (temyiz eden) davalı üçüncü kişilerin mülkiyet haklarının TMK 1023 gereğince korunması gerektiği" şeklindeki muhalif görüşün ise kabul görmediği-
43 gün önce6.HD İÇTİHAT paylaşıldı
Yabancı mahkeme kararları- Tenfiz talebi-Mail yoluyla kararın tebliği
MÖHUK, hukuki ve adli işbirliği anlaşma hükümleri, dosya kapsamı, mail yazışmaları neticesinde kesinleşmiş olan yabancı (Litvanya) mahkemesi kararının tenfiz talebinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediği- "Mahkemenin mail yoluyla kararı tebliğ etmiş olduğunun kabulü ile hüküm kurulmasının hatalı olduğuna" ilişkin iddianın kabul edilmediği-
44 gün önce2. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Dede ile torun arası kişisel ilişki- Uzman heyet raporu-
Çocuğun babasının vefat ettiği, davacı dedenin torunuyla arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ettiği, velinin isteğine aykırı düşse bile büyükanne ve büyükbabanın torunları ile kişisel ilişki kurulmasını isteme ve dava açma haklarının olduğu, olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının diğer kişilere ve özellikle hısımlara tanınabileceği, kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle eğitim, sağlık ve ahlâk bakımından yararlarının esas tutulacağı, davacı dedenin torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkının bulunduğu, dosyada bu hakkın kötüye kullanacağına ilişkin bir delil bulunmadığı ve uzman heyet raporu da esas alınarak çocukla dedesi arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının usul ve kanuna uygun olduğu-
45 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
İhalenin feshi istemi- Muhammen bedel- Covid 19- Hukuki yarar-
İhale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük, malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği-
48 gün önce3. HD. İçtihat paylaşıldı
Ayıplı mal- Taleple bağlılık ilkesi- Seçimlik hak- Maktu vekalet ücreti-
Davacı tarafından malın ayıplı olduğunun tespit edildiği davada, seçimlik haklardan “sözleşmeden dönme” hakkının kullanıldığı, bunun neticesi olarak bedel iadesinin istenildiği, fazlaya ilişkin hakkını ise saklı tutmadığı, her ne kadar temyiz dilekçesinde aracın bedelinin tamamının ödendiği iddiasında bulunulmuş ise de taleple bağlılık ilkesi gereği, dava dilekçesinde istenilen bedelden fazlasına hükmedilemeyeceği, geri kalan ödeme ayrı bir dava konusu olabileceği, bununla birlikte sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle aracın karşı tarafa iadesine karar verilmesinin de isabetli olduğu- Karar tarihi olan 2020 yılında yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi gereğince maktu vekalet ücretinin altında olamayacağı ancak bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
49 gün önce12.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
İhya kararı-Zamanaşımı itirazı-Tedbir kararının zamanaşımını kesmesi-
Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona eren borçlu şirketin ihyasına karar verilerek yeniden sicile tescilinin sağlanması halinde, ihya kararının etkisini geçmişe yönelik olarak da doğuracağı ve takipte yapılan işlemlerin de geçerli hale geleceği- İhya edilen şirket tasfiye memuru vekili tarafından dava açılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı- Takip dosyasında gerçekleştirilen usuli işlemler arasında 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından ve belli aralıklarla takibi ilerletici nitelikte usuli işlemlerin gerçekleştirildiğinden takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazına ilişkin (iptal davası da açmış olan) takip alacaklısı davalıya karşı açılan davanın (ve tazminat talebinin) reddine karar verilmesi gerektiği-
50 gün önce3.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Şahsi def’i- Mal satışından veya hizmet arzından doğan alacaklar- Ciro veya teslimle devralma-
Şirketlerin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları ve ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini ciro ve teslim yolu ile devralabileceği- Senet borçlusunun söz konusu işleminden haberdar olduğu andan itibaren, müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî def’ileri, şirkete karşı da ileri sürebileceği- Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceğinden tüketici, aldığı mal ayıplı çıkarsa veya mal hiç teslim edilmezse def’ileri senedi devralan üçüncü kişilere de ileri sürebileceği- Davalı şirketin bağımsız bölümü davacıya devretmediği gibi sözleşmenin de resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşıldığından davacı keşideci, malların kendisine teslim edilmediği ve senetler nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki savunmasını temlik alan durumundaki şirkete karşı da ileri sürebileceği ve davacı tarafından davalı satıcı adına düzenlenen senetler nama yazılı düzenlenmediğinden, davacı satıcı ile olan temel ilişkiden kaynaklanan def'ileri senedi elinde bulunduran üçüncü kişi durumundaki davalı şirkete karşı da ileri sürebileceği-
51 gün önce3.HD İÇTİHAT paylaşıldı
Krediye bağlı hayat sigortaları-Tüketicinin mirasçıları hakkında erken dava açılması
Tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiği, bu hususun, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartı olduğu- Banka tarafından tüm hukuki yollar tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılmasının dürüstlük kuralına uygun düşmeyeceği (BAM Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi)-
52 gün önce3. HD. İçtihat paylaşıldı
Vekalet sözleşmesi- Akdi vekalet ücretinin hesaplanması- Islah- Keşif-
Vekalet sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen ''davanın neticelenmesi sonucu ortaya çıkan değer'' ibaresinden, davacı avukatların, davalı müvekkili adına takip ettiği dosyada, dava değeri olarak belirtilen ve mahkemece hüküm altına alınan ücretin anlaşılması gerektiği, yapılan keşif sonucu belirlenen ancak dava ıslah edilmediği için mahkemece hüküm altına alınmayan değer üzerinden akdi vekalet ücretinin hesaplanmış olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
55 gün önce12.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliği- Haciz ihbarnamelerinin iptali talebi- Bilinen adres- Mernis adresi- Vekaletnamede yer alan adres-
Şikayetçi üçüncü kişinin "bilinen adres olarak kabul edilmesi gerektiğini" ileri sürdüğü adresin eski bir vekaletnamede yer alan adresi olduğu, bu adresin o tarih itibariyle üçüncü kişinin Mernis adresi olduğu ve daha sonra üçüncü kişinin Mernis adresini değiştirmiş olduğu, bu durumda vekaletnamede belirtilen adresin "bilinen adres" sayılamayacağı- Üçüncü kişinin güncel Mernis adresine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiği ve bu durumda şikayetçinin bilinen adresinin alacaklının talebinde belirtilen güncel Mernis adresi olduğu ve icra müdürlüğünce başkaca adres araştırması yapılmasına gerek olmadığı- Şikayetçinin bu adresine gönderilen 89/1 tebligatının bilâ tebliğ iade edilmesi üzerine, tebliğin bu kez aynı adresin Mernis adresi olması sebebiyle TK’nın 21/2. maddesine göre yapıldığı, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de TK 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle haciz ihbarnamelerinin iptali talebine ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
56 gün önce6. HD. İçtihat paylaşıldı
Eser sözleşmesi- Yabancı para- Vekalet ücreti-
Eser sözleşmesinde cezai şartının yabancı para birimi ile belirlenebileceği- Dava tarihindeki kur üzerinden vekalet ücreti hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- "Mahkemece yabancı para cinsinden hüküm kurulduğundan, vekâlet ücretinin de döviz alacağının karar tarihindeki kur üzerinden Türk lirası karşılığı ve yine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi dikkate alınarak hesaplanması gerektiği" görüşünün benimsendiği- "Yabancı paranın değeri serbest kur rejimi nedeniyle sürekli değiştiğinden, yasal sınırların belirlenmesinde ve vekalet ücretinin takdirinde hüküm tarihinin esas alınması yasal düzenlemelerin bir gereği olduğu gibi hükmolunan şeyin gerçek ve güncel değerini yansıtması, taraflara yüklenen hak ve borçların yabancı paranın hüküm tarihinde Türk lirası karşılığının olacağı ilam icra dairesi aracılığıyla infaza verildiğinde; bu değerin esas alınacağı gözetildiğinde gerek vekalet ücreti gerekse genel olarak parasal sınırların belirlenmesinde kullanılan ölçütlere göre temyiz sınırı ve harç bakımından yabancı paranın karar tarihindeki kur karşılığının esas alınması gerektiği" görüşünün benimsendiği-
57 gün önceUyuşmazlık Mahkemesi İçtihat paylaşıldı
İhalenin feshi- Satış bedeli anaparanın fer'i olan faizin iadesinde görevli mahkeme-
Asliye hukuk mahkemesinin feshettiği taşınmaz satış ihalesinde satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği- Faizin anaparanın eklentisi niteliği taşıdığı-
57 gün önce10. HD. İçtihat paylaşıldı
Emekli aylığına haciz- Sosyal devlet ilkesi-
Sigortalının; çalışma karşılığı veya başka gelirlerinin olması halinde en az yaşam standardının ve yaşlılık aylığından yapılacak kesinti oranının, yaşlılık aylığı ve gelir toplamına göre belirlenmesi gerekeceği- Yasal düzenlemelerdeki haczedilebilecek sınırı aşarak sosyal devlet ilkesini ihlal edecek şekilde emekli aylığından davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin tamamının, kesintilerin yapılmaya başlandığı tarihten itibaren iadesinin gerektiği-
58 gün önce12. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Gerekçe içermeyen kısa kararın tefhimi- Kambiyo takibi- " ...TL'nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğine" ilişkin kayıt- Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı-
650.000,00 TL bedelli senet üzerindeki "iş bu emre muharrer senet aynen döviz cinsi üzerinden ödenecektir" ibaresiyle, 650.000,00 TL'nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğini düzenlediğinden senedin geçerliliğini etkilemeyeceği- "Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı" dinlenmeyeceğinden, borçlunun imza inkarında bulunduktan sonra senedin teminat olarak verildiğini beyan etmekle borca itiraz etmesi halinde artık imza inkarının dinlenmeyeceği-
58 gün önceTİHEK. İÇTİHAT paylaşıldı
Çalışma hakkı-Ayrımcılık yasağı-Etnik köken
Başvuran her ne kadar ırkı ve etnik kökeni nedeniyle işe alınmadığını iddia etse de başvuranın öz geçmişi incelendiğinde Muhatap Şirketin ilanda belirttiği özelliklere sahip olmadığı, Şirketin 3-10 yıl arası deneyim aradığı ancak başvuranın en son 2011 yılında stajyer olarak çalıştığını belirttiği, mezun olduktan sonra herhangi bir iş deneyiminin bulunmadığı, Muhatap Şirket yabancı dil bilgisinin Şirket için önemli olduğunu belirtmiş ve başvuranın öz geçmişinden de anlaşılacağı üzere temel ve orta düzeylerde işaretlediği İngilizce ve Arapça dillerini çalışma yetkinliğine sahip olacak şekilde bilmediği değerlendirildiğinden başvuranın ırkı ve etnik kökeni nedeniyle işe alınmadığına ilişkin iddiası bakımından başvuranın kendi hazırladığı öz geçmişinin işe alınmaması için yeterli bir neden oluşturduğu ve başvuranın işe alınacak kişide aranan niteliklere sahip olduğunu ortaya koyamadığı anlaşıldığından ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği-
59 gün önce9. HD. İçtihat paylaşıldı
Tespit davası- Hukuki yarar- Arabuluculuk şartı- İşverenin feshi-
Tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerektiği, "davacının sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği, buna bağlı olarak feshin tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği ve işten ayrılış bildirgesindeki ayrılış kodunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı"na ilişkin davanın, niteliği itibarıyla 7036 sayılı Kanun'un 3. maddesinde sayılı davalardan olmadığından arabuluculuk başvurusunun dava şartı niteliğinde olmadığı- Kurum mevzuatı gereği işten çıkış kodlarını düzeltme yetki ve talebinin işverenin uhdesinde olması nedeniyle davanın doğru hasma yöneltildiği, davacının işsizlik ödeneğinden çıkış kodu nedeniyle faydalanamadığı için eldeki davayı açarak doğru ayrılış kodunun tespitinde hukuki yararı olduğu, işverence kodun değiştirilmediği, davalı işverence çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen çalışanların sözleşmelerinin tazminatları ödenerek feshedildiği, fesih iradesini ortaya koyanın işveren olduğu, davacının istifa iradesi olmadığından çıkış kodunun kuruma yanlış bildirilmesinin hatalı olduğu-
62 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Tasarım-Mutlak yenilik unsuru-Kamu düzenine ilişkin olması ilkesi
Bir tasarımın tescil edilebilmesi için mutlak yenilik unsurunu taşıması ve ayırt edicilik unsurunun bulunması gerektiği- Sadece muteriz tarafından sunulan bilgi ve belgeler kapsamında yenilik incelemesi yapılacağına dair kabulün tasarım hukukunda mutlak yenilik unsurunun kamu düzenine ilişkin olması ilkesiyle bağdaşmadığı-Bilirkişi raporunda mutlak yenilik incelemesi yapıldığı ve tasarımın mutlak yenilik unsuruna sahip olmadığının tespit edildiği gözetilerek itiraz üzerine YİDK tarafından da mutlak yenilik incelemesinin muteriz tarafından sunulan bilge ve belgeler haricinde de yapılması gerektiği-
62 gün önceHGK. İçtihat paylaşıldı
Gemi adamı- Deniz İş Kanunu- Türk Bayrağı taşıyan gemilerde hizmet akdi-
Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağı taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında Deniz İş kanunun uygulanması gerektiği- İşveren Türk Bayrağı taşıyan gemileriyle kurtarma hizmeti verdiği, gemi adamı sayısının beşten fazla olduğu ve gemilerinin grostonilatolarının toplamının yüzden fazla olduğu anlaşıldığından işçinin Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olduğu- İşçinin iş kanuna tabi olması gerekçesiyle fazla çalışma ücretinin %50 zamlı saat ücreti üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
63 gün önce6. HD. İçtihat paylaşıldı
Kooperatif üyelerinden ek aidat toplanması- Genel kurul kararları- Ek ödeme yükümlülüğü-
Spor tesisi yapımı amacıyla kooperatif üyelerinden ek aidat toplanması hakkında genel kurul kararının ek ödeme yükümlülüğü getiren ve özel karar nisabı ile alınması gereken kararlardan olmadığı-
64 gün önceAnkara BAM 32.HD paylaşıldı
Kesinleşmiş mahkumiyet kararları-Menfi tespit davası - Ceza Mahkemesi kararının hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı
Takip alacaklısı hakkında "resmi belgede sahtecilik suçu" ndan dolayı verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiş olması nedeniyle, TBK'nun 74. maddesi uyarınca "kesinleşmiş mahkumiyet kararları hukuk hakimlerini bağlayacağı" ndan, Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 12.01.2022 T. ve 7104/275 sayılı kararında bu husus açıkça dile getirilmiş olduğundan, borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne ilişkin karar kesinleşmese dahi, borçlunun "hacizlerin kaldırılmasını ve yediemindeki malların kendisine verilmesini" talep edebileceği-
65 gün önce3. HD. İçtihat paylaşıldı
Tefecilik faizinin tahsili- Eksik borç- Ceza mahkemesinin kararının bağlayıcılığı-
Tefecilik suçunu işleyen davalı hakkında bölge adliye mahkemesince eksik borç nitelemesine dayanılarak verilen ret kararının yerinde olmadığı, ceza mahkemesince davalı hakkında verilen kararın bağlayıcı olduğu, buna bağlı olarak suçtan zarar gören davacının; suç teşkil eden tefecilik eylemi nedeniyle faiz adı altında ödediği miktarın yasal faiz oranını aşan kısmını, eş söyleyişle uğradığı zararı davalıdan talep edebileceği-
66 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
Tahliye talebi içermeyen takip talebi- İcra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davası- Yargılama usulü-
İcra müdürlüğünce "tahliye talebi" içermeyen takip talebine dayalı olarak örnek 13 ödeme emri gönderilemeyeceği, gönderilse bile alacaklının, böyle bir ödeme emrine dayanarak taşınmazın tahliyesini isteyemeyeceği- Davalı borçlu kiracının ödeme olgusunu ispat edemediği, uyarlama davasının, icra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasında bekletici mesele yapılması savunmasının, tahsil talebine konu edilen kira dönemi ve icra hukuk mahkemesinin özel yargılama usulü dikkate alındığında yerinde olmadığı-
66 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Arabuluculuk dosyasının anlaşmayla sonlanması- Yeniden dava açılmasında hukuki yarar-
Dava konusu eser sözleşmesine ilişkin ayıp iddiasına ilişkin uyuşmazlığın Arabuluculuk dosyasında "anlaşmayla" sonlandığı, ilam niteliğindeki anlaşma belgesini hükümleri doğrultusunda taraflar arasında başka bir ihtilafın kalmadığı, böylelikle uyuşmazlık konusu mezkur kazanın arabuluculuk faaliyeti ile sonlandırılmış olduğu ve Arabuluculuk Kanunu mad. 18/5 gereğince yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı, davanın açılmasında hukuki yarar dava şartının bulunmadığı-
69 gün önceAYM içtihat paylaşıldı
İhtiyati hacizde teminat-Adli yardımlı davalar-Erişim hakkı
İhtiyati hacze konu edilen değerler üzerinde borçlu ve üçüncü kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin tasarruf yetkilerinin kısıtlanması sonucunu doğuracak taleplerin ileri sürülebilmesinin güçleştirilmesi ve ihtiyati haciz kararı uygulanmasından dolayı ileride bu kişiler yönünden oluşabilecek zararların telafi edilebilmesi amacıyla teminat şartının öngörüldüğü açık olduğundan söz konusu kuralın mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılması bakımından anayasal anlamda meşru bir amacının bulunmadığının söylenemeyeceği-2004 sayılı Kanun’un 15. maddesinde atıf yapılan 6100 sayılı Kanun’un 334. ila 340. maddelerinde düzenlenen adli yardım kurumu ile kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilmelerinin mümkün olduğu anlaşıldığı ve nitekim 6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinin gerekçesinde de ihtiyati haciz gibi geçici hukukî korumalarda istenilecek teminatlar bakımından adli yardım sayesinde tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması hususu ve ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 335. maddesinde takip giderleri için teminat göstermekten muafiyetin adli yardım kapsamında olduğu açıkça hüküm altına alındığından itiraz konusu kuralla mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın kişilere orantısız bir külfet getirmediği ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı
70 gün önceAYM. İçtihat paylaşıldı
Kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davası- Mülkiyet hakkı- Yargılama giderleri-
HMK. m. 326/2'de yer alan "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." hükmünün; kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verildiği hâllerde, kural uyarınca davacının yargılama giderlerinin bir bölümünden sorumlu tutulmasının, taşınmazın gerçek karşılığını elde edememesine yol açabileceği gerekçesiyle anayasaya aykırı olmasından dolayı iptal edildiği-
71 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
Kambiyo takibi- Yazıda sahtecilik iddiası- Senedin imzadan faydalanılarak oluşturulması- İcra mahkemelerinde yargılama usulü- Ceza dosyalarındaki delillerin etkisi- Takibin iptali-
İcra mahkemelerinin takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları basit usulde yargılama yaparak çözmesi gerektiği, ceza dosyalarındaki delillerle bağlı olmadıkları, takip dayanağı senede ilişkin ceza ve hukuk mahkemelerinde açılan davaların icra mahkemesince bekletici mesele yapılamayacağı- "Somut olayda yazıda sahtelik rapor ile ispatlandığı için alacağın tahsilinin yargılamaya muhtaç hale geldiği ve bu durumda dava açarak ilam almakla yükümlü olanın borçlu değil alacaklı olduğu,  Adli Tıp Raporu ile takibe konu evrakın bono niteliğinde olmadığı ispatlandığından İİK. 170/a-2 maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği" şeklindeki karşı görüşün ise kabul edilmediği-
71 gün önceİstanbul BAM 14.HD paylaşıldı
Yönetim Kurulu kararı iptali-Oy hakkı-ihtiyati tedbir-Teminat
Yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibrasında da oy hakkı kullanamayacağı açık olduğundan davacıların ortaklık paylarının nisabı, alınan kararların niteliği dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararında teminat alınmamasının yerinde olduğu-
71 gün önceAYM. İçtihat paylaşıldı
Aleni yargılanma ilkesi- Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması-
Anayasal özel sınırlama sebepleri dışında bir nedenle aleni yargılanma ilkesinin sınırlanabileceğini öngören HMK. m. 28/2 “…yahut yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün menfaatinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, ilgilinin talebi…” kuralının, temel hak ve özgürlüklerin yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlanabileceğine ilişkin anayasal ilkeye aykırı olduğu-
72 gün önce12. HD. İçtihat paylaşıldı
Rızai satış yetkisi- İpotekli takip-
Borçluya rızai satış yetkisi verilmesine ilişkin hükmün (İİK. 111/a) ipotekli takiplerde uygulanmayacağı-
72 gün önce11. HD. İçtihat paylaşıldı
Hukuki dinlenilme hakkı- Adli tatilde görülecek dava ve işler- Kanun yararına temyiz-
Banka alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın HMK. m. 103'de düzenlenen "adli tatilde görülecek dava ve işler"den olmaması sebebiyle duruşma açılmadan adli tatil süresi içinde karar verilmesinin; HMK. m. 27'de düzenlenen "hukuki dinlenilme hakkı"nın ihlaline neden olacağı ve karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davaya konu kredi alacağına ilişkin tüm belgelerin getirtilip konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan, kredinin niteliği tespit edilip yargılamanın hangi sıfatla yürütüleceği belirlenmeden davanın kabulüne ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-
73 gün önceİBK İÇTİHAT paylaşıldı
Hukuk davaları- Kanun yolu- Başvuru süresi
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
73 gün önce12.HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Borçluya intikal edecek malların sorgulanması- Anayasadaki temel hak ve özgürlükler- Kişisel verilerin korunması-
İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-
76 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
(2981 s. K.) Tapu tahsis belgesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin dava- Kıyı kenar çizgisi- Tazminat belirleme yöntemi- Taşınmaz üzerindeki yapı-
Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemli davaya konu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması, davacının öncesinde aynı nedenlere dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil talepli davanın reddedilerek kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi nedeniyle davacı adına tescilinin mümkün olmaması dikkate alındığında, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini istemekte haklı olduğu- Tapu tahsis belgesi, zilyetliği gösteren belge niteliğinde olduğundan davacı tarafından ödenen bedelin güncel değerine hükmedilmesi gerektiği- Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina yönünden TMK 723 uyarınca ödenecek olan tazminat miktarının ise malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişeceği- Mahkemece 2981 s. K. uyarınca, davacı adına düzenlenen tahsis belgesinin iptali nedeniyle davacının ödediği bedelin güncellenmiş değerine hükmedilmesi, taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden ise davacının gecekonduyu yaptığı tarihte iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden, TMK 723 dikkate alınmak suretiyle yapının asgari levazım bedeli belirlenerek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
78 gün önce1. HD. İçtihat paylaşıldı
Hata- Hile- Vekalet görevinin kötüye kullanılması- Tapu iptali ve tescili-
Hata, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu- Davacının taşınmazdaki 1/2 payının yarısının (=1/4'ü) satılması için davalıya vekaletname verdiği, diğer yandan vekil kıldığı kişi ile dava konusu taşınmazda inşaat yapımı hususunda anlaştıkları, vekaletnamedeki yetkiye uygun olarak davacının 1/2 payını üzerinde bırakarak 1/4 payı temlik ettiği gözetildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlandığının söylenebilmesine imkanı olmadığı-
79 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Sıra cetveline itiraz- Sıraya ilişkin şikayet- Dosyaların birleştirilmesi ve inceleme usulü- Önceki dava dosyasından verilen kararın etkisi-
Aynı sıra cetveline karşı açılmış olan itiraz davası ile sıra cetveline ilişkin şikayet dosyasının birleştirilmesi gerektiği- Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde öncelikle sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde, davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerektiği- Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek itirazda bulunulmuş olsa da, tüm itirazların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması gerektiği- Önceki dava dosyasından verilen muvazaa nedenine dayalı (esasa dair) sıra cetveline itiraza ilişkin karar kesinleşmiş olsa da, öncelikle şikayet dosyası kapsamındaki sıraya itiraz yönünden inceleme yapılmamış olması nedeniyle bu sıra cetveli açısından kararın sonuca etkili olmayacağı- Birleşen dosyada şikayetçinin haczinin 2 yıllık yasal sürede satış istenmeyip avans da yatırılmamış olması sebebiyle, satış tarihi itibariyle düşmüş olduğu (6352 sayılı K. ile yapılan değişiklikten önceki m. İİK 106/1 ve 110)- Birleşen dosyada şikayetçinin haczi ayakta olmadığından, muvazaa nedenine dayalı itiraz davasında şikayetçi lehine kurulmuş olan hükmün, şikayet dosyası ve şikayete konu sıra cetveli bakımdan kazanılmış hak teşkil etmeyeceği-
80 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Eser sözleşmesi- İş kazası- Tazminat- İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı
Eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen iş kazası nedeniyle vefat eden kişinin mirasçılarının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davada eser sözleşmesi ilkeleri gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkeleri doğrultusunda, olaya etkili kusur durumu ve oranları dikkate alınarak, hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
84 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası- İspat yükü- Borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesi-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasında, şikayetçinin taraf olmadığı alacaklı ile borçlu arasında düzenlenen rehin gibi resmi belgeler bulunması halinde dahi şikayet edilen alacaklının alacağını başka delillerle ispatlaması gerektiği- Rehin tarihi itibariyle rehin veren banka borçlusu A.Ş'nin lehine rehin verilen davalıya bir borcu bulunmadığı- Sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle kayıtlarda bulunan rehin bedeline göre oldukça az miktarda olan alacağın sonuca etkisi bulunmadığı- Kendi borcunu ödemede temerrüde düşen borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesinin muvazaa yapıldığına karine olduğu- " İtiraza konu alacağın noterlik tarafından yapılmış rehin sözleşmesine dayalı olduğu, rehin sözleşmesinin resmi belge vasfında bulunduğu gibi sözleşmeye konu alacak ve ilişkinin de ispat külfeti kendisinde olan davalının ticari defter ve kayıtlarıyla doğrulandığı, davalı alacağının muvazaalı olmadığının" kabul edilemeyeceği- Mahkemece; davacının davasının kabulü ile sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
85 gün önce12. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Kira alacağı- (5 yıllık) zamanaşımı- İtiraz sebepleriyle bağlılık- Artışsız ödenen kira paralarının ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alınması- İtirazının kaldırılması- Tahliye- İcra inkar tazminatı-
Gerek itiraz, gerekse cevap dilekçesinde (5 yıllık) zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olduğu (İİK 63), yargılama sırasında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği- Kira paralarının davalı tarafından davacının banka hesabına artışsız olarak ödenmesi ve ödenen tutarların ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alınmış olmasının davacının artış koşulundan vazgeçtiği ve taraflar arasında bu yolda zımni bir anlaşma olduğu şeklinde yorumlanamayacağı- Davalı kiracı, takibe konu borcu ödediğini kanıtlayamadığından ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden, taleple bağlı kalınarak davalının itirazının kaldırılması ile kiralananın tahliyesine, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
86 gün önce4. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Tasarrufun iptali davası- Alacağın gerçekliği-
Tasarrufun iptali da davasında, alacağının gerçek olduğunu ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğu- Davalı üçüncü kişiler "gerçekte olmayan bir alacak için senet düzenlendiğini" savunmuş olup borçluya ait şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de "davacı ile bir ticari ilişkiye rastlanmadığının" tesbit edildiği, borç kaynağı bonolarda "senetlerin 'malen' veya 'nakten' verildiğine" ilişkin bir açıklamanın yer amadığı, davacı vekili, "müvekkilinin, borçlunun ortağı olduğu şirketlere yatırım desteği sağlamak konusunda borçluyla protokol akdedildiğini, bu protokol gereğince; müvekkilinin finansman sağlayacağını, borçlunun da müvekkile bunun karşılığında hisse devredecek veyahut da kar payı vereceğini, bu protokoldeki yükümlülüklerine ilişkin olarak da yatırımlar karşılığında borçlu senetleri tanzim ederek müvekkile verdiğini" belirtmişse de, anonim ve limited şirketlerde hisse devri belirli bir şekle tabi olmasına karşın, davacı vekilinin iddialarını ispatlayıcı yönde dosyaya bir bilgi ve belge sunmadığı, yurtdışında yaşayan davacının borçluya verildiği iddia edilen toplam 7.500.000,00 USD gibi büyük paranın yurt dışından ne şekilde transfer edildiğine ve borçluya verildiğine ilişkin bir belge sunmadığı uyuşmazlıkta, alacağının gerçekliğini ispat yükü altındaki davacının bunu yerine getirmediği ve davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
90 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Görevsizlik kararı- Görevsizlik kararı kesinleşmeden arabuluculuğa başvurulduğu iddiası-
Görevsizlik kararı üzerine görevli asliye ticaret mahkemesinde bakılan dava yeni bir dava olmayıp önceki davanın devamı niteliğinde olduğundan ve görevsiz asliye hukuk mahkemesinde açılan davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddi gerektiği- "Asliye hukuk mahkemesine verilen görevsizlik kararı üzerine, henüz dosya asliye ticaret mahkemesine gönderilmeden ve görevsizlik kararı kesinleşmeden dava şartı arabuluculuğun taraflarınca yerine getirildiğine" ilişkin istinaf/temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı-
91 gün önce1. HD. İçtihat paylaşıldı
Hata- Kişiliğin ölümle sona ermesi- Tapu iptali ve tescili-
Hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için hem yanılgıya düşen taraf yönünden (subjektif unsur) hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları yönünden (objektif unsur) hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanmasının zorunlu olduğu- Davalının yargılama sırasında öldüğü, terekesinin mirasçılarına intikal ettiği, kişiliğin ölümle sona ermesinden dolayı ölü kişi hakkında iptal tescil hükmü kurulamayacağı, ölü kişi hakkında iptal tescil kararı verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
92 gün önceHGK İÇTİHAT paylaşıldı
Adi ortaklık- Husumet
Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden itirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
93 gün önceHGK İÇTİHAT paylaşıldı
İhtiyati tedbir- Zarar- Geçici kanuni ipotek şerhi- Tazminat
Taşeron tarafından arsa sahibine karşı açılan davanın, geçici şerh talepli dava olmadığı arsa sahibi hakkında 26.12.2008 tarihinde ihtiyatî tedbir niteliğinde geçici kanuni ipotek şerhi tesisine karar verilmiş, uyuşmazlığa konu bu davada ise davacı, söz konusu tedbir nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın tahsilini talep ettiğinden yüklenici, taşeron ve arsa sahibi arasındaki sözleşmeler ile haksız ihtiyatî tedbirin şartları da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, dosyada verilen kararın gerekçe kısmında, her ne kadar yargılama sırasında konulan geçici şerhin kesin şerhe dönüşeceğinden hüküm kısmında ayrıca bu hususa değinmeye gerek olmadığı belirtilmiş ise de, mahkemece hüküm kısmında kanuni ipotek talebi ile ilgili olarak karar verilmediği, bu nedenle kesin hükmün şartlarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde görülerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın esası yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ile dosyada yüklenici aleyhine hükmedilen bedel ile tedbire konu olan ve satışı yapılan taşınmazların değerinin aynı olduğu, davacının zararını ispatlayamadığı, tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşlerin Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
94 gün önce12. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Mükerrerlik - İcra Dairesi - Şikayet - 12. HD İÇTİHAT DEĞİŞİKLİĞİ
İlamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak İcra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği-
94 gün önce6. HD. İçtihat paylaşıldı
Eser sözleşmesi- Temerrüt faizi- İtirazın iptali-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedeli alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunmadığı gerekçesiyle bu iddiasını değerlendirmemiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunduğu, bu faiz yönünden yapılan temyiz itirazı incelendiğinde, davalı tarafın davacı tarafa bakiye iş bedeli alacağı yönünden ihtarname gönderdiği ve davalı tarafın temerrüde düşmüş olduğu, asıl alacağa işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılırken davalının temerrüde düştüğü tarih ile takip tarihi arasında hesaplama yapılması gerekirken, temerrüde düşürülme tarihi dikkate alınmadan hüküm verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
97 gün önce6. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Yapı kayıt belgesi- İmara aykırılık- İskan- Temlik-
İmara aykırı olan yapı ile ilgili yapı kayıt belgesi aldığında, bu belge ile binanın kullanılması sağlanabilecek olup belge, binayı iskân alınacak şekilde imara uygun hale getirmeyeceği- İmara aykırı yapı, yapı kayıt belgesi almak sureti ile kayıt altına almış olsa dahi, bu belgenin alınması binayı iskân almaya uygun şekilde imara uygun hale getirmediğinden yüklenicinin edimini ifası sonucunu da doğurmayacağı- Taraflar arasında imzalanan sözleşmede; "yüklenicinin, her türlü hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edemeyeceği" belirtildiğinden, davalının temlike izin verilmediğini ileri sürdüğü, davacının da sözleşmenin 12.5. maddesi gereği idarenin onayını alarak alacağını temlik ettiğine dair dosyaya delil sunmadığı anlaşılmakla temlikin geçersiz olduğu, bu durumda temlik alan hakkında hüküm kurulmasının ve kabule göre de temlik alan hakkında hüküm kurulmasına rağmen karar başlığında temlik alanın gösterilmemesinin de doğru olmadığı-
98 gün önceHGK İÇTİHADI paylaşıldı
Davayı ıslah- Aynı tarihli, ayrı ayrı havale edilmiş iki dilekçe- Dava değeri ıslah edilirken fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması-
Davacı vekili verdiği iki dilekçeyle "davayı, talep sonucu bakımından ıslah ettiğini" bildirmiş olup hâkim havalesi taşıyan tek sayfalı ilk dilekçede "dava miktarının 15.000.000,00 TL’ye yükseltildiği" belirtilmiş ve devamında “Islaha göre düzenlenen dava dilekçemiz ekte sunulmuştur” denilmiş olup bu belgede" fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğuna dair bir kayıt bulunmamakla" birlikte, HMK 180 çerçevesinde düzenlenen bir dava dilekçesine atıfta bulunulduğu- Aynı tarihli ve fakat bu kez yazı işleri müdürü havalesi taşıyan “Islah sonucu düzenlenen dilekçe” açıklamasını taşıyan ayrıntılı dilekçede; dava değeri 15.000.000,00 TL’ye yükseltilerek "fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu" da açıkça belirtilmiş olduğundan, ikinci dilekçenin, ilkinde atıf yapılan, ıslaha göre düzenlenmiş dava dilekçesi olduğunun kabulü gerektiği- "Islah dilekçesini açıklayan bir dilekçenin ıslah dilekçesinden ayrı olarak havale edilmesi sebebiyle ıslah dilekçesinin eki olarak kabul edilmeyeceği ve ıslah dilekçesinde "fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadan" dava değeri yükseltildiğinden, taleplerin 15.000.000 TL ile sınırladığı" görüşüyle "HMK 109/3 gereği göre dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği" değişik gerekçeli görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
98 gün önceTİHEK KARAR paylaşıldı
Irk ve etnik köken- İşe alım- Ayrımcılık yasağı ihlali
Başvuran her ne kadar ırkı ve etnik kökeni nedeniyle işe alınmadığını iddia etse de başvuranın öz geçmişi incelendiğinde Muhatap Şirketin ilanda belirttiği özelliklere sahip olmadığı, Şirketin 3-10 yıl arası deneyim aradığı ancak başvuranın en son 2011 yılında stajyer olarak çalıştığını belirttiği, mezun olduktan sonra herhangi bir iş deneyiminin bulunmadığı, Muhatap Şirket yabancı dil bilgisinin Şirket için önemli olduğunu belirtmiş ve başvuranın öz geçmişinden de anlaşılacağı üzere temel ve orta düzeylerde işaretlediği İngilizce ve Arapça dillerini çalışma yetkinliğine sahip olacak şekilde bilmediği değerlendirildiğinden başvuranın ırkı ve etnik kökeni nedeniyle işe alınmadığına ilişkin iddiası bakımından başvuranın kendi hazırladığı öz geçmişinin işe alınmaması için yeterli bir neden oluşturduğu ve başvuranın işe alınacak kişide aranan niteliklere sahip olduğunu ortaya koyamadığı anlaşıldığından ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği-
99 gün önceAdalet Bakanlığı Görüş Bildirimi paylaşıldı
Bankada paraların ne şekilde nem'alandırılacağı hk.
Denetim kolaylığı sağlanması ve emanet paraların bir bankada toplanması amacıyla Genel Müdürlüğümüz tarafından çıkarılan ve yatırılacak paralara uygulanacak faizlerin niteliği ve oranı hakkında herhangi bir hüküm içenneyen 06.05.2008 tarihli ve 104/1 numaralı Genelgede, her ne kadar paraların Vakıflar Bankası şubelerine yatırılması gerektiği belirtilmiş ise de, depo edileceği yerin (bankanın) belirlenmesinin hakimin takdirinde olduğu, bedelin önemli ölçüde değer kaybına uğramaması için takdir hakkı kullanırken tarafların yararlarının göz önünde bulundurulması gerektiği, Hak sahiplerinin paralarının değer kaybının önlenmesi ve menfaatlerinin korunması için öncelikle diğer bankalardan da faiz oranları ile ilgili teklif alınıp söz konusu Vakıflar Bankası şubesi ile tekrar görüşülmesi, en yüksek oranı teklif eden bankanın vereceği faizi uygulamayı kabul ettikleri takdirde, söz konusu emanet paranın Vakıflar Bankası hesabında tutulmaya devam edilmesi, aksi halde en yüksek teklifi veren milli bir bankaya yatırılması gerektiği düşünülmektedir.
99 gün önce8. HD. İçtihat paylaşıldı
Tapu iptali ve tescil- Aktif dava ehliyeti- Davacının vefat etmesi-
Tapu iptal ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlıkta, vefat eden davacının mirasçılarına duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmek suretiyle bu kişilerin davadan haberdar edilmesi gerektiği, bu şekilde aktif dava ehliyeti sağlandıktan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği, ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmeksizin, Türk Borçlar Kanunu'nun 35. ve 397. maddeleri gereği vefat ile davacı yönünden vekalet ilişkisi sonra vekil tarafından vefat eden davacının mirasçılarının davaya dahil edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
100 gün önce11. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Genel kurul kararı- Anonim şirket- Muhalefet şerhi- İptal
Davacının gündem maddelerinin görüşülmesinden önce gündeme muhalefet ettiği, ancak karardan sonra tutanağa geçirilen bir muhalefetinin bulunmadığı, oylamadan önce yapılan ve tutanağa geçirilen muhalefetin gündeme ilişkin muhalefet olup iptal talep edebilmek için kararın oylanmasından sonra olumsuz oy kullananın muhalefetini tutanağa şerh etmesi gerektiği, bu sebeple söz konusu iki maddede karardan sonra tutanağa usulüne uygun şerh edilmiş muhalefet bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince iptal kararı verilmesinin hatalı olduğu- Yönetim kurulu üyesinin ibrasına ilişkin genel kurul maddesine, davacının olumsuz oy kullandığı ve usulüne uygun olarak muhalefet şerhini tutanağa geçirdiği, bilançonun onaylanmasına ilişkin kararın aksine açıklık bulunmadığı takdirde yönetim kurulunun yöneticilerin ibrası sonucunu doğurduğu- Genel kurulda 3 numaralı gündem maddesi ile davalı şirketin finansal tablolarının onaylandığı, davacının gerek maddeye muhalefet şerhinde gerekse dava dilekçesinde soyut beyanlarla yönetim kurulunun ibrasının kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirttiği somut bir gerekçe göstermediği, davacı anılan genel kurul kararının iptalini gerektirir kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılığı ispat edemediğinden bu maddenin iptaline ilişkin kararın da hatalı olduğu- Gündemin 5 inci maddesinin kâr payı dağıtımına ilişkin olduğu, davacının olumsuz oyuna karşılık yeterli oy çokluğu ile karara bağlandığı, davacının karardan sonra usulüne uygun muhalefetini toplantı tutanağına geçirdiği, sermaye şirketlerinin esas gayesinin kâr elde ederek ortaklarına kâr payı dağıtmak olduğu, kanuni yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan kârın dağıtılmamasına ihtiyari yedek akçe olarak tutulmasına genel kurulca karar verilebileceği, ancak kârın dağıtılmayarak ihtiyari yedek akçe olarak tutulması için bunun gerekçesinin açıklanması gerektiği halde genel kurulda kârın dağıtılmamasına ilişkin her hangi bir gerekçenin belirtilmeyip dürüstlük kuralına uyarlık bulunmadığından bu maddenin iptaline ilişkin karar esas itibarıyla doğru olduğu- Gündemin 6 ncı maddesinin ise (dava dilekçesinde 7 nci madde olarak geçtiği) yeni yönetim kurulunun seçimine ilişkin olduğu, davacı bu maddenin de iptalini talep etmiş ise de İlk Derece Mahkemesince gerekçesi belirtilmeden genel ifade ile talebin reddedildiği, ancak bu husus istinaf sebebi yapılmadığından ve madde usulüne uygun oy çokluğu ile karara bağlanıp iptalini gerektirir resen gözetilmesi gereken bir sebep bulunmadığı anlaşıldığından bu hususun inceleme konusu yapılmadığı, gündemin 7 nci maddesinin yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücrete ilişkin olduğu, maddenin iptaline ilişkin istemin reddedildiği, ancak davacı tarafça istinafa başvurulmadığından ve re'sen gözetilmesi gereken sebep bulunmadığından inceleme konusu yapılmadığı, sonuç olarak genel kurulda alınan 2 ve 3 numaralı kararlara ilişkin usulüne uygun ve toplantı tutanağına geçirilmiş bir muhalefet bulunmadığından bu maddelerin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Karşı oy olarak "genel kurul toplantılarında 'peşin muhalefet olmaz' şeklindeki görüşe iştirak etmekle birlikte, oylama sırasında karara muhalif kalındığının tutanağa geçirilmiş olması halinde iptal davası açma koşulunun yerine getirilmiş olduğu ve muhalif üyenin ayrıca hangi gerekçeyle karara muhalif kaldığını tutanağa geçirmesi gerekmediği" belirtilse de bu görüşün kabul edilmediği-
101 gün önce3. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Mazeret talebinin kabul edilmemesi- Hukuki dinlenme hakkı
Davalı vekilinin, duruşmaya, aynı gün başka bir mahkemede duruşması olması sebebiyle katılamayacağını belirterek mazeret dilekçesi verdiği; mazeret talebinin, dosyanın kararlık aşamada olması nedeniyle reddine karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ve bu itibarla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
101 gün önce7. HD. İçtihat paylaşıldı
Satış vaadi sözleşmesi- Pay iptali- Seçimlik hak-
Yenileme sonucu ada parsel numarası değişen taşınmazda payları bulunmayan kişiler hakkında payların iptaline karar verilmeyeceği gibi sonradan pay alan kişiler yönünden de HMK.'nin 125. maddesinin uygulanamayacağı-
104 gün önceAdana BAM. 9. HD. İçtihat paylaşıldı
Yetki kaydı- Bağlayıcılık- Yetkili mahkeme-
Davaya esas teşkil eden sözleşmede, sözleşmenin tarafları olarak davacı ile dava dışı şirketlerin belirtildiği, sözleşmenin 5.2 maddesinde uyuşmazlık halinde Adana Mahkemeleri'nin yetkili olacağına dair hüküm bulunduğu, sözleşmede davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, ancak, sözleşmenin 6. Maddesinde, "Kontrat sadece ... için geçerlidir" hükmü bulunduğu gibi, sözleşmede, davalıya borç yükleyen bir hükme yer verilmediğinden sözleşmede yer alan yetki kuralının, sözleşmenin tarafı olmayan davalı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı ve genel yetkili mahkemenin, davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu-
105 gün önce11. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Menfi tespit- İspat yükü- Bono- Kardeş- Tanık-
Menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak alacaklıda olmasına rağmen kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olmadığını ispat yükümlülüğünün borçlu davacıya ait olduğu- Somut olayda, davacının bononun teminat bonosu olduğunu, gerçek bir borcu yansıtmadığını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, her ne kadar davacılar ile davalı ... ve yine senedi düzenleyen muris kardeş olsalar da kardeş olan kişiler arasında senet ilişkisi kurulduğu anlaşıldığından davacının iddiasını tanık beyanı ile ispatının mümkün olmadığı, senede karşı senetle ispat kuralı gereği tanık beyanlarının hükme esas alınmasının da mümkün olmadığı, bono üzerinde damga pulu olmasının ispat yükünü ters çevirmediği, davacı tarafça bonodaki borçlu imzasına itiraz edilmediğinden bono üzerindeki yazı ve rakamlar üzerinde inceleme yapılmamasının sonuca bir etkisi bulunmadığı, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği-
106 gün önce9. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Toplu iş sözleşmesi- Yüksek hakem kararı- İkramiye ücreti-
Yüksek Hakem Kurulu kararıyla uygulanan toplu iş sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Kanun hükümlerine göre yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi olmadığına göre bu sözleşmede Ocak ve Temmuz aylarında beşer günlük yevmiye tutarında ödeneceği düzenlenen ikramiye ücretinin, toplu iş sözleşmesinin son bulduğu tarihten sonrası için hesaplanmasının doğru olmadığı- Toplu iş sözleşmesinde davacıya ikramiye ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmadığı da dikkate alındığında, fark ikramiye alacağının 2020 yılı Aralık ayı için hesaplanıp hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
106 gün önceHGK. İÇTİHAT paylaşıldı
Boşanma- Geçimsizliğe ilişkin kusur- Duyuma dayalı tanık beyanları- İspat külfeti-
Genel ifadelerin kullanıldığı, davalıya somut şekilde kusur izafe edilmediği, çoğunluğu davacıdan duyuma dayalı olduğu anlaşılan tanık beyanlarının, boşanma davalarındaki geçimsizliğe ilişkin kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı- Davalı ve vekilinin beyanlarıyla, çilingir vasıtasıyla anahtarın değiştirildiği kabul edilmişse de, "yeni anahtarın yerinin kadına söylendiği" de ifade edildiğinden, davalının davacı tarafından ileri sürülen bu vakıayı hukuksal açıdan ileri sürülenden farklı olduğunu belirterek kabul ettiği, bu yöndeki bir beyanın diğer tarafı ispat külfetinden kurtardığından söz edilemeyeceği- Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata elverişli bulunmayan beyan ve delillere itibar edilerek boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğu- Somut olayda davalının "kusurlu davranışlarının ispat edildiği" görüşü ile "kusura dayalı boşanma kararı verilmesi ilkesinden vazgeçilmesi, boşanma davası açıldığı takdirde artık eşler ve çocuklar bakımından evlilik birliğinin korunmasında bir yarar kalmadığı kabul edilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasının gerektiği" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
107 gün önce2. HD. İÇTİHAT paylaşıldı
Boşanma- Kusur-Güvenin sarsılması-
Kadına karşı uyguladığı cinsel şiddet ve kadını duygusal olarak aşağılar tarzda cinsel birliktelikten sonra para bırakılması eylemleri ile kadının birden fazla erkekle diğer eşin güvenini sarsacak derecede fazla sayıda telefon görüşmesi ve mesajlaşması gibi güven sarsıcı eylemlerinin kıyaslanmasında erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu-