Perdenin Kaldırılması- Organik Bağ-

Davacının davalılar hakkında takip konusu bonoya ilişkin olarak müteselsil sorumluluk esasına dayanılarak icra takibi yaptığı ve itiraz ederek aksini ileri sürmeyen bu davalılara yönelik dava açmakta hukuki yararının mevcut olmadığı- Davalı A.Ş'nin kurulduğu tarihin takibe konu bononun tanzim tarihinden önce olduğu ve takibe konu senette borçlu sıfatı ile yer almadığı, basiretli bir tacirin hukuki ilişkiye girdiği borçluları bilmesi ve alacak borç ilişkisine dayanılarak senet tanzim edilirken mevcut olan borçluların tamamının senette borçlu sıfatı ile yer almasını temin etmesi gerektiği, senet düzenlendiği tarihte hukuken var olan ve buna rağmen senette borçlu gösterilmeyen ve borçlu sıfatı ile senedi imza etmesi temin edilmeyen şirketin "organik bağ" ileri sürülerek icra takibinin sonradan tarafı olmasının ve borç isnat edilmesinin hukuken mümkün olmadığı-

...Davacı vekili, davalı ... A.Ş ve...A.Ş. kurucu ortaklarıyla davalı ...A.Ş'nin kurucu ortakları, şirket adresleri ve faaliyetlerinin aynı olduğunu, davalı ...A.Ş. ile diğer davalılar arasında organik bağ bulunduğu, davalı ...'nun bu şirketi alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kurduğunu, müvekkilinin 12/01/2009 vadeli senede dayalı alacağından senet borçlusu davalılar ile birlikte davalı ...A.Ş'nin de sorumlu olduğunu ileri sürerek, ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2010/930 esas sayılı dosyasından takibe konulan 12/01/2009 tarihli senetten davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespiti ile 600.000 TL'nin davalı ...A.Ş' den tahsilini talep ve dava etmiştir. 

Davalı ...A.Ş. (Eski Ünvanı: .... A.Ş.) vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve sair hiçbir hukuki ilişki bulunmadığından müvekkili şirketin davacıya karşı hiçbir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. 

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalılar ... A.Ş, ... A.Ş. ve ... hakkında takip konusu bonoya ilişkin olarak müteselsil sorumluluk esasına dayanılarak icra takibi yaptığı ve itiraz ederek aksini ileri sürmeyen bu davalılara yönelik dava açmakta hukuki yararının mevcut olmadığı, davalı ... A.Ş'nin kurulduğu tarihin 03/05/2007 olduğu, takibe konu bononun tanzim tarihinin 15/09/2008 olduğu, davalı... A.Ş'nin takibe konu senette borçlu sıfatı ile yer almadığı, basiretli bir tacirin hukuki ilişkiye girdiği borçluları bilmesi ve alacak borç ilişkisine dayanılarak senet tanzim edilirken mevcut olan borçluların tamamının senette borçlu sıfatı ile yer almasını temin etmesi gerektiği, senet düzenlendiği tarihte hukuken var olan ve buna rağmen senette borçlu gösterilmeyen ve borçlu sıfatı ile senedi imza etmesi temin edilmeyen şirketin "organik bağ" ileri sürülerek icra takibinin sonradan tarafı olmasının ve borç isnat edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, davalı ... A.Ş'ye yönelik davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın hukuki yarar yokluğundan HMK'nun 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir...

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, tüzelkişilik perdesinin kaldırılması koşullarının oluştuğunun ispatlanamamış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

11. HD. 28.02.2017 T. E: 2016/7362, K: 1168

Kararın tam metni aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.