7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

7101 sayılı Kanun ile Tahkime İlişkin HMK'da ve 4886 s. Kanunda Yapılan Değişiklikler

-7101 s. Kanun ile- 6100 s. HMK’nun tahkime ilişkin bazı maddelerinde ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler

HMK.’nun 410. maddesinde yapılan değişiklikle, tahkimde görevli ve yetkili mahkeme yeniden düzenlenmiştir.

Böylece, tahkim yargılamasında, nihai hakem kararı verilinceye kadar olan safhada, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olması öngörülmüştür.

Yapılan değişiklikle birlikte yeni madde şu şekilde düzenlenmiştir:

Madde 410- Tahkimde görevli ve yetkili mahkeme: “(1) Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.”

HMK. mad. 410 madde metni için lütfen tıklayın.

HMK. mad. 410 madde gerekçeleri için lütfen tıklayın.

“Hakemlerin seçimi” başlıklı HMK.’nun 416. maddesinde yapılan değişiklik, -7101 s. K. ile- HMK.’nun 410 ve 439. maddelerinde yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacı ile yapılmıştır.

Tahkim yargılamasında nihai karar verilinceye kadar mahkeme kararına ihtiyaç duyulan hallerde bu kararın asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerince verileceği, nihai karar verildikten sonra iptal davası açılırsa bu davaya bölge adliye mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlandığından, tahkim yargılaması devam ederken, hakem seçimi konusunda asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerince bu madde kapsamında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmakta olup bu kapsamda maddede yer alan “temyiz” ibaresi “kanun” olarak değiştirilmektedir.

Böylece bu madde hükmünde yer alan ilgili cümle şu şekilde düzenlemiştir:

“Mahkemenin, gerektiğinde tarafları dinledikten sonra bu fıkra hükümlerine göre verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.”

HMK. mad. 416 madde metni için lütfen tıklayın.

HMK. mad. 416 madde gerekçeleri için lütfen tıklayın.

“Hakemin reddi usulü” başlıklı HMK.’nun 418. maddesinde yapılan değişiklik, -7101 s. K. ile- HMK.’nun 410 ve 439. maddelerinde yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacı ile yapılmıştır.

Tahkim yargılaması devam ederken, hakemin reddi konusunda asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerince bu madde kapsamında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınarak ve maddede yer alan “temyiz” ibaresi “kanun” olarak değiştirilmiştir.

Böylece bu maddenin 4. fıkrası şu şekilde düzenlemiştir:

“(4) Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin reddi için ancak mahkemeye başvurulabilir. Mahkemenin bu fıkra uyarınca vereceği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.”

HMK. mad. 418 madde metni için lütfen tıklayın.

HMK. mad. 418 madde gerekçeleri için lütfen tıklayın.

“İptal davası” başlıklı HMK.’nun 439. maddesinde yapılan değişiklik, tahkim yargılaması sona erip hakem veya hakem kurulu tarafından verilen nihai karar aleyhine açılan iptal davasına ilişkindir.

Birinci ve beşinci fıkralarda yapılan değişiklik, 7101 s. K. ile HMK. mad. 410’da yapılan değişikliğin zorunlu sonucudur. Yapılan değişiklikle tahkim yargılaması sonunda verilen nihai kararlar aleyhine açılacak iptal davasında görevli mahkeme bölge adliye mahkemesi olarak belirlenmiştir.

Yapılan düzenlemeyle, tahkim yargılaması sırasında ve yargılama tamamlanıp nihai karar verildikten sonraki aşamada görevli mahkemenin açık, kolay ve yeknesak bir şekilde belirlenmesi ve hak arayanlar bakımından etkin bir hukuki korumanın tesis edilmesi amaçlanmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında iptal sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. İkinci fıkranın (c) bendinde kararın tahkim süresi içinde verilmemesi bir iptal sebebi olarak öngörülmüştür. Kanunun 427. maddesinde tahkim süresi kural olarak bir yıl şeklinde belirlenmiştir. 439. maddenin yedinci fıkrasında ise, ikinci fıkrada belirtilen bazı hallerin varlığı sebebiyle iptal davasının kabulü halinde, aksi kararlaştırılmamışsa tarafların hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilmeleri öngörülmüştür. Yapılan değişiklikle, tahkim süresine ilişkin iptal sebebini düzenleyen (c) bendi de yedinci fıkra kapsamına alınmakta ve böylece tahkim süresine uyulmaması sebebiyle iptal kararı verildiği hallerde dahi aksini kararlaştırmamışlarsa tarafların hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilmelerine imkan tanınmıştır.

Böylece bu maddenin 1, 5 ve 7. fıkraları şu şekilde düzenlemiştir:

İptal davası

Madde 439-

(1) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.

….

(5) İptal talebi, davaya bakan bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır.

…..

(7) İptal davasının kabulü hâlinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya ikinci fıkranın (b), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerindeki hâllerin varlığı sebebiyle kabulü hâlinde, taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. Taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler.”

HMK. mad. 439 madde metni için lütfen tıklayın.

HMK. mad. 439 madde gerekçeleri için lütfen tıklayın.

4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler

4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun (Hakem Kararlarına Karşı Kanun Yolu) “İptal davası ve hakem kararlarının icra edilebilir hâle gelmesi” başlıklı 15. maddesinde yapılan değişiklikle, tahkim yargılaması sonunda verilen nihai karara karşı açılacak iptal davasında görevli mahkeme bakımından yeniden düzenlenmiştir. Yapılan değişiklikle tahkim yargılaması sonunda verilen nihai karara karşı açılacak iptal davasında görevli mahkeme, bölge adliye mahkemesi olarak öngörülmüştür. 7101 s. Kanunla, bu Kanuna eklenen ek 1. maddeyle de, tahkim yargılaması sürerken mahkeme kararına ihtiyaç duyulan konularda uyuşmazlığın niteliğine göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesinin görevli olması hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tahkim” başlıklı Onbirinci Kısmında ve 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişikliklerle de uyumlu olup, söz konusu değişikliklerin zorunlu bir sonucu olarak yapılmıştır.

4686 s. Kanun’un 15. maddesi -yapılan değişiklikle- aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

 “A) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, 3 üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılır, öncelikle ve ivedilikle görülür.

Hakem kararları aşağıdaki hallerde iptal edilebilir:

1. Başvuruyu yapan taraf;

a) Tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının, tarafların anlaşmayı tâbi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu,

b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını,

c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini,

d) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini,

e) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini  ya da yetkisini aştığını,

f) Tahkim yargılamasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu,

g) Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini,

İspat ederse veya,

2. Bölge adliye mahkemesince;

a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,

b) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu,

Tespit edilirse.

Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiği iddiasıyla açılan iptal davasında, tahkim anlaşması kapsamında olan konuların, tahkim anlaşması kapsamında olmayan konulardan ayrılması mümkün olduğu takdirde, hakem kararının sadece tahkim anlaşması kapsamında olmayan konuları içeren bölümü iptal edilebilir.

İptal davası, otuz gün içinde açılabilir. Bu süre, hakem kararının veya düzeltme, yorum ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. İptal davasının açılması, kendiliğinden hakem kararının icrasını durdurur.

Taraflar, iptal davası açma hakkından kısmen veya tamamen feragat edebilirler. Yerleşim yerleri veya olağan oturma yerleri Türkiye dışında bulunan taraflar, tahkim anlaşmasına koyacakları açık bir beyanla veya sonradan yazılı şekilde anlaşmak suretiyle iptal davası açma hakkından tamamen feragat edebilecekleri gibi; yukarıda sayılan bir veya bir kaç sebepten dolayı iptal davası açmak hakkından da feragat edebilirler.

İptal istemi, davaya bakan bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır.

İptal davası hakkında verilen kararlara karşı 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır.

İptal davasının kabulü halinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya 1 inci bendin (b), (d), (e), (f), (g) alt bentleri ile 2 nci bendinin (b) alt bendindeki hallerin varlığı sebebiyle kabulü halinde taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. Taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler.

B) İptal davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra asliye hukuk mahkemesi, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belgeyi istemde bulunan tarafa verir. Bu belgenin verilmesi harca tâbi değildir. Hakem kararının icraya konulması hâlinde Harçlar Kanunu hükümleri uygulanır.

İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hâllerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2 nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece re’sen dikkate alınır. Bu hâlde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır.”

4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nunUyuşmazlığın konusuna göre görevli mahkeme” başlıklı yeni bir madde olarak eklenen madde ek 1 aşağıdaki şekildedir

Ek Madde 1- Uyuşmazlığın konusuna göre görevli mahkeme:

“Bu Kanunda asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkiler, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılır.”

Yapılan bu düzenlemeyle, bu Kanunda asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkilerin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılacağı hükme bağlanmıştır.

Böylece 6102 s. TTK.’nun 5. maddesinin 3. üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik sebebiyle doğan tereddüt ortadan kaldırılarak tartışmaların sona erdirilmesi amaçlanmıştır.

HMK.’nun “Tahkim” başlıklı Onbirinci Kısmında, 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 4686 sayılı Kanunun 15. maddesinde yapılan tüm değişiklikler, getirilen ek maddeyle uyumlu olup bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği bu maddenin gerekçesinde ayrıca belirtilmiştir.