İstinaf- İlk Derece Mahkemesi-

Bölge Adliye Mahkemesinin, dosyayı ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdikten sonra bu kararına uygun şekilde işlem yapması, dosyanın tümden mahkemesine iadesi ile iade sebebiyle sair itiraz konusu hakkında bu aşamada inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, şikayet konuları hakkında birinin esasına girilerek sonuca bağlanması, diğer konu hakkında ise mahkemesine iade kararı verilmesinin, yani kararı bölerek hüküm kurmasının mümkün olmadığı-

"...Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair itirazları yanında borcun ödendiğini, ve takibin kayıtsız şartsız para borcu ihtiva etmediği iddiasıyla takibin iptali isteminde bulunduğu; mahkemece takip dayanağı ipoteğin kesin borç ipoteği olmayıp üst sınır ipoteği niteliğinde olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği, iş bu karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu görülmektedir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı itiraz eden alacaklının istinaf başvurusu neticesinde ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesinin 01.11.2018 tarih 2018/1411 E. - 2018/2339 K. sayılı kararı ile;

“1-İstinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353/1/b/3 maddesi uyarınca kabulü ile, ... 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1165 Esas - 2018/251 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına,

2-İcra emrinin iptali talebinin reddine,

3-Davacının ödeme iddiası da mevcut olduğundan ödeme iddiasının incelenmesi için dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine” şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.

Bölge Adliye Mahkemesince, HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması, dosyanın tümden mahkemesine iadesi ile iade sebebiyle sair itiraz konusu hakkında bu aşamada inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, şikayet konuları hakkında birinin esasına girilerek sonuca bağlanması, diğer konu hakkında ise mahkemesine iade kararı verilmesi, bir başka deyişle infazda tereddüt oluşturacak şekilde bölerek hüküm kurulması mümkün olmayıp Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir...."

12. HD. 16.01.2020 T. 732/324