"Ölüm" Üzerine Hükmedilen Manevi Tazminat

Davacıların oğulları ve diğer davacıların kardeşi olan şahsın davalı sürücünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada vefat etmesi üzerine açılan tazminat davasında, anne ve baba için ayrı ayrı 15.000,00'er TL, kardeşler için ayrı ayrı 3.000,00 er TL manevi tazminatın bir miktar az olduğu-

Davacılar vekili; müvekkillerinden Hn. ve N. T.'ın oğulları, diğer davacıların kardeşi olan V. T.'ın 05.04.2010 tarihinde, davalı sürücünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada vefat ettiğini, 24.05.2009 tarihinde kendilerine sigorta şirketi tarafından 27.667,48 TL ödeme yapıldığını açıklayıp, müvekkilleri Hn. ve N. T. için 5.000,00 TL maddi tazminat ve Hn. ve N. T. için 50.000,00'er TL manevi, H. ve E.. T. için 30.000,00'er TL manevi tazminat toplamından oluşan 165.000,00 TL'nın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili; maddi tazminat talebini ıslah ederek 8.017,10- TL'ye yükseltilmiştir.

Davalı M. İnşaat Nak. Harf. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı A. Sigorta A.Ş vekili; davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile N. ve Hn. için ayrı ayrı 15.000,00'er TL, H. ve E.. için ayrı ayrı 3.000,00 er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar A. S. ve M. İnşaat Nakliyat Harfiyat Taahhüt Tic. Ltd. Şti'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı M. İnşaat Nak. Harf. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı M. İnşaat Nak. Harf. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.

Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

Kararın tamamını görüntülemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayın.