Sonradan delil gösterilmesi-

Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

"....Somut olayda; davacı 04.03.2013 tarihinde boşanma davası açmış, vakıalarını ve bu vakıaları ispata yarar delillerini bildirmiştir. Davalı ise süresinde cevap dilekçesi ibraz etmiş ise de savunma vakıalarını ispata yarar herhangi bir delil sunmamıştır. Davalının cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilmiş, davacı cevaba cevap dilekçesi vermemiştir. Dilekçeler karşılıklı olarak verilmesi aşaması bu şekilde tamamlanmıştır. Davalı vekili, 16.05.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında "müvekkilim tarafından delil gösterilmemiş ise de, boşanma davası kamu davasıdır, delil avansı yatırılmıştır, bu nedenle tanıklarımızı bildirmek üzere süre talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuş, mahkemece davacının tanık dinletme talebi reddedilmiştir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, cevap dilekçesinde savunmanın dayanağı olarak herhangi bir delil (HMK. m. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için HMK’nın 145. maddesinde belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya yerel mahkemenin delil bildirmesi için süre vermesine yasal olarak imkân bulunmamaktadır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklanan gerekçelerle bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Hâl böyle olunca; cevap dilekçesinde delil bildirmeyen davalı tarafın yasal süre geçtikten sonra delil bildirme talebinin reddi gerektiğine ilişkin olarak verilen direnme kararı yerindedir.

Ne var ki, TMK'nın 181. maddesinin ikinci fıkrası gereğince kusur tespitine yönelik olarak devam eden davada kusur durumu Özel Dairece incelenmediğinden, bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde olup davalı vekilinin kusur tespitine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.12.2018 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğuyla karar verildi...."

HGK. 27.12.2018 T. 2-1588/2045